Özkan Kızılkaya kaleminden: İyileştirici dokunuş: Yapıcı Olmanın Topluma Olumlu Etkisi Valilik 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı kaldırdı QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor Özkan Kızılkaya yazdı: Hoşgörü Siyaseti Mümkün Mü? Ahmet Yasin Aydemir masa tenisinde Türkiye şampiyonu oldu Ön Muhasebe Süreçleri Nelerdir? Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Sürecinde QUA Granite Gücü! Siyasetin Çok Küçük Yaşlara Kadar İnmesi: Bir Toplumsal Sorunun İzlerini Sürmek

Üye Girişi

Üye Ol

Bitlis

Güroymak

Tatvan

Ahlat

Adilcevaz

Hizan

Mutki

Bitlis Eren Üniversitesi

Güncel

Spor

DİĞER

Eğitim Okuyucudan Bölge Kültür Sanat Dünya Ekonomi Politika Teknoloji Kimdir ? Sağlık Yazarlar

Uyar Kaldır Web Tv Foto Galeri Yazarlar Firma Rehberi Seri İlan

30.04.2024 - Salı

İlhan BARAN

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

KAÇIN MEHDİ GELİYOR..!

Havada kan kokusu var, İnsanlar dehşete düşmüş bir şekilde hayatlarını, ırzlarını, namuslarını kurtarmak için kaçıyorlar.

Kamyonetin arkasında sıkış tıkış ağlayarak terk ediyorlar yaşadıkları toprakları. Küçük bir çocuğun annesinin kucağından düşüp yaralanması bile, araç konvoyunun durmasına yetmiyor. Ölüm kan kokusu almış kurt gibi peşlerinden geliyor. Şayet yakalanırlarsa, erkekler kafalarından olacak, toplu ölüm seansları ve kadınlar kızlar savaş ganimeti olarak alınıp satılacak. Ve ne acıdır ki tek suçları Ezidi olmak…

Bu tablonun yaşandığına bile inanmayanlar var toplumumuzda, ama bu drama inanmama sebepleri sadece katledenlerin adının “Müslüman” olması.

Öyle ya, Müslüman soykırım yapmazdı…

Bombaların, dut ağacından düşen olgunlaşmış meyveler gibi, düştüğü yeri önemsemeyen bir edayla patladığı Gazze için, hem öfkelenen hem duygulanan ama bu kırgın ve kızgınlığın karşısında “Mehdi gelince görürsünüz. Az kaldı geliyor, yola çıkmak üzere, trafiğe takıldı, yeni geldi biraz yorgun ama dinlensin siz görürsünüz…” demekten fazlasını yapamayan bir millet oluvermişiz.

Terör devleti olan İsrail’in Gazze’li Müslümanlara zulmetmesinden ötürü, Müslümanların da başka coğrafyalarda zulmetmesine ihtimal vermiyoruz galiba. Oysa en azılı İsrail yahudisi bile, elleri bağlanarak kızgın kuma yüz üstü yatırılmış çıplak bedenine jiletlerle kesikler açıp, sonra da elindeki poşetten avuç avuç tuz çıkarıp yaraya döken aşağılık bir katil kadar sadist olmamıştır belki.

İsrail bile katliam yaparken Hamasın attığı roketleri bahane göstererek öldürürken, İŞİD teröristleri bahaneye bile gerek görmeden, aynı dinin mensubu olduğu halde ayrı mezhepten diye kafalarını keserek, diri diri gömerek katlediyor.

İsrail’in katliamları için dört gözle Mehdi bekleyenlere sormak istyerim.

Kendi Peygamberinin torunlarının türbelerine girerek, mezarları dağıtan, camileri havaya uçuran, “Kabeyi yıkacağız ve Müslümanları taşlara tapmaktan kurtaracağız” diye hem İslam alemini aşağılayan hem de tehditler savuran, kocasının sevmediği yemeği yaptı diye kadınları meydanda kırbaçlatan azılı katiller için de Ebu Leheb yada Ebu Cehil gelsin diye bekliyorlar mı..?

30 yıldır topraklarımızda bir savaş yaşanıyor ve bu savaşta 40 bin can gitmiş olmasına rağmen, klavyenin başına geçince, Kandile bayrak dikenden tutun da Şehitlerin intikamını en kısa zamanda alacağını yazan sanal kahraman kesilenler, İsrail’in mallarını boykot etmekten bile aciz kaldıklarını unutuyorlar. “Lekeleri daha iyi çıkardığı için deterjanından vazgeçemeyenler insanlıktan vazgeçtiğinin farkında bile değiller.

Gerçi bir yerde hak vermek de gerek sanırım. Çünkü İsrail ürünlerini boykot etmeye kalkınca, soframızda bulgur pilavı, kuru soğan ve kuru fasulyeden başka da pek alternatif kalmayacak gibi. Vesselam…