Mahmut TOPRAK / Muhammed ÇALIŞKAN

MAHMUT TOPRAK 1 Aralık 1992 yılında Ş.urfa’da doğdu ilk, orta ve lise eğitimini Ş.URFA da tamamladı. 2011 yılında Bitlis Eren Üniversitesi sağlık yüksekokulunu kazandı, halen Bitlis Eren Üniversitesi 4.sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir… MUHAMMED ÇALIŞKAN 5 Ocak 1993 yılında Ş.urfa’da doğdu ilk, orta ve lise eğitimini Ş.URFA da tamamladı. 2011 yılında Bitlis Eren Üniversitesi sağlık yüksekokulunu kazandı, halen Bitlis Eren Üniversitesi 4.sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir…

Elektrikler Geldi Savcımız Gelmedi...Yeni Fırtın(Alarm)ı...

Salı günü uzun geçti ve bir o kadar da acı önce elektrikler gitti ama geldi, sonra kimin himayesinde veya sofistike olarak ayarlanmış bir hareketle, küçük bir çocuğun babası olan savcımız gitti ama o, geri gelmedi. Bazen çok şey söylemek istersiniz lakin kalem susar ve siz hiçbir şey yazamazsınız işte tam bunu yaşadık biz…

A
a

Susmamak gerekir,  bazen  yapılan vahşet eylemlerini  görmezden gelmemek. Bazen sustuğunuz için, tavır almadığınız için, en takdir edilen, en sevilen enlerin başı olursunuz .Ve nefsiniz takdiri ve sevilmeyi seveceği için bu hoşunuza gitmeye başlar .Nefis insanı haz ve mutluluğa götürürken  ilahi-emirlerin dışına çıkıldığının farkına vardırtmadan bunu yapar .

Belki fark edebilseydik, bu yanlışlara da düşmeyecek ;  emri bil maruf nehyi anil münker… Emrini dost doğru yerine getirebilecektik .Bazen de: Yanlışa susma hakkınızı kullanın. Diyerek Kalemlerimize  müdahale edilebilir veya kendi kalemşörleri ile yanlışı övmeye ve insanların zihin algılarını fütursuz konulara yönlendirebilirler. Vahşete detand gerek diyerek irrasyonel bir mantık buhranını zihinlerimize empoze de edebilirler.  Ancak  bu kez yanlışında doğrunun da haklının da haksızında kim veya hangi mahfiller olduğunu görebiliyor ve idrak edecek aklıda kendimizde buluyoruz ...

İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki savcı Mehmet Selim Kirazın rehin alınıp ardından yapılan operasyon sonrası şehit edilişi yüreklere hüzün, üzüntü ve teröre bir can daha verilmesi her vicdan sahibi için vicdanlara ölümün ve öldürmenin acısını yeniden yaşattı . Cenaze töreninde ki  adalet bakanı Kenan İpek in terör yıkar, yakar ve öldürür sözü kelimesi kelimesine kabul ettiğimiz ve onayladığımız bir mesajdı. Keşke gezi parkı eylemleri hiç yaşanmasaydı Berkin ler kaybedilmeseydi ve Şehit savcı M.S.kiraz hayatta olabilseydi ...



Savcı rehin almak, kolluk kuvveti öldürmek, terörizm eylemlerin de bulunmak, Terörü övmek bizim nazarımızda ne insanlıkla ne vicdanla ne de bu eylemleri gerçekleştirenlerin sıkça telaffuz ettiği gibi hümanist ve barışçıl olmakla uzaktan yakından alakası yoktur. Hak, hukuk, adalet , özgürlük terimlerini ağızlarından düşürmeyenlerin bu terimleri sadece kendi fikirdaşları arasında mı kabul ettiklerini çok merak ediyoruz? Doğrusu. Yukarda da bahsettiğimiz savcı, rehin alıp sonrada kurşunlamak savcının yaşama hakkını çocuğunun baba sevgisiyle büyüme hakkını ve bir babanın çocuğuyla birlikte yaşama hakkını elllerinden almış olduklarının farkında mı? Değiller. Berkin Elvan dosyasının 5.savcısıydı. M.S.KİRAZ ve ilk dosyayı aldığında baba Sami Elvanla görüşüp neden tıkanıklık olduğunu ve sürecin neden işlemediğini sormuştu. Hemen yaptığı ilk müdahale uyuyan dosyayı uyandırmaktı ve uyandırdı da süreci hızlandırdı.    Kiraz’ın görev yaptığı süreçte Adli Tıp Raporu dosyaya konuldu. Yüzlerce polis içinden 3 en şüpheli polisleri belirleyip  ve bu 3 polisin açık kimliklerinin belirlenebilmesi için o gün olay mahallinde görev yapan polislerin açık kimlik bilgilerini ve değişik açılardan çekilmiş fotoğraflarının kendisine yollanmasını istedi. Yani Berkin’in asıl failini bulmak üzereydik ki , her ne hikmetse DHKP-C terör örgütü tarafından önce rehin alınıp,  ardından şehit edildi. Çok manidardır ki kör düğümü çözmeye en yaklaşan savcıyı katlettiler. Acaba bu odaklar Berkin üzerinden nekrofil bir fikir hezeyanı içerisindeler mi diye de sormadan edemiyoruz....

peki ya öldüren belli iken hala ağızlarından tek bir olumlu söz çıkmayanlara ne demeli, zalime karşı mazlumun yanında olmak hakkaniyetin gereği, ideolojik saplantılardan kurtularak başkalarının fikir maşalığına soyunmak veya birkaç oy fazla alma derdine düşüp ölümü malzeme yapanlara ilahi adalet tecelli ettiğinde ne yapacaklar acaba? Eylem sezonu başladığını belirten uzmanların seçimlere kadar kutuplaşan ve avını bekleyen avcıların tetikte olduğunu her türlü kirli oyunun içerisine çekmek için bizi kullanabileceklerinin dikkatini çekiyorlar… Komplo teorileri üretmenin bir manası yok yalnız peş peşe olan olayların ve zamanlamaların dikkat çekici olması tesadüfleri ortadan kaldırıyor, konuşmak isteyip de konuşamadıkları var insanların ziraa büyüklerimiz her doğru her yerde söylenmez derler...

Sükunetli olmalı insanlar, ölüm nereden gelirse karşısında olunmalı, etrafımız ateş çemberi iken bizi ateşe atmak isteyenler, bizi kendi yakıtları yapma peşindeler ama unutuyorlar kun feyakun

NOT:ŞEHİT OLAN SAVCIMIZA ALLAHTAN RAHMET YAKINLARINA SABRI CEMİLLER NİYAZ EDİYORUZ…

NOT: Ey İnsan kaf dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma …Her şeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.


arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.