Özkan Kızılkaya kaleminden: İyileştirici dokunuş: Yapıcı Olmanın Topluma Olumlu Etkisi Valilik 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı kaldırdı QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor Özkan Kızılkaya yazdı: Hoşgörü Siyaseti Mümkün Mü? Ahmet Yasin Aydemir masa tenisinde Türkiye şampiyonu oldu Ön Muhasebe Süreçleri Nelerdir? Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Sürecinde QUA Granite Gücü! Siyasetin Çok Küçük Yaşlara Kadar İnmesi: Bir Toplumsal Sorunun İzlerini Sürmek

Üye Girişi

Üye Ol

Bitlis

Güroymak

Tatvan

Ahlat

Adilcevaz

Hizan

Mutki

Bitlis Eren Üniversitesi

Güncel

Spor

DİĞER

Eğitim Okuyucudan Bölge Kültür Sanat Dünya Ekonomi Politika Teknoloji Kimdir ? Sağlık Yazarlar

Uyar Kaldır Web Tv Foto Galeri Yazarlar Firma Rehberi Seri İlan

30.04.2024 - Salı

İlhan BARAN

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Çığlık Mazlumdan Geliyorsa, Alem Puşt Kesiliyor

Bizim Evcilleştirmiş Acılarımız Var. Eskiden “Çığlık Kürçe olunca, Âlem sağır oluyor” derdim, lakin artık şunu fark ettim ki çığlık mazlumdan geliyorsa âlem puşt kesiliyor. Hele hele bu çığlığın sahibi bir de Müslüman ise dünyanın vicdanı buz kesiyor.

Fransa da yaşanan ve insan vicdanının elbette reddedeceği bir eylemde 12 insanın katledilmesi olayı elbette istenmeyecek ve üzüntü vericidir. Ama kabul edilmesi zor olan şeylerden biride bu eylem sonrası dünya liderlerinin gidip Paris de kol kola yürüyüş yapmaları olmuştur. “Madem İnsan ölümlerinden bu denli rahatsız oluyorsunuz, Irak da 1 milyon, Suriye de 300 bin, Filistin de yakın zamanda 2 bin insan katledildi, O zaman aklınız, vicdanınız, Ruhunuz neredeydi” diye sorarlar adama. Daha acıları taze olan ve akıllara durgunluk veren bir katliamın yaşandığı Pakistan da 140 öğrenci kadın çocuk Aşırı dinci teröristler tarafından katledildi. O Malum dergi de ve O derginin Çanakçılığını yapan Cumhuriyet gazetesin de tek laf edilmedi. Hiçbir Avrupa ülkesinden bir kınama yada taziye mesajı gelmedi. Peki ölen insanların önemsenmesi için illa Avrupalı Hıristiyan yada Musevi olması mı gerekiyor?

Bu acıları, hem bu ülkenin insanı ve hem de Müslüman olan Sayın Başbakanın da, o Gereksiz ve kışkırtıcı yürüyüşe katılması, bana göre vicdanlarda infial yaratmıştır. Gerçi Sayın Başbakan “Dünya barışı için” orada olduğunu beyan olduğunu belirtmişti ama yine de o şuursuz ve jakoben anlayışın organize ettiği bu mide bulandırıcı görüntüde olması hoş değildi.

Ki bu olayın failinin yakalanarak sorgulanabilme imkanı varken yakın mesafeden defalarca ateş edilerek öldürülmesinin de arkasında başka niyetlerle organize edilmiş bir komplonun olma olasılığı da hayli yüksek.

Tüm bu yaşananlar bir yana da beni asıl rahatsız eden konu, Cumhuriyet gazetesinin inançlı insanları tahrik etmek adına, o malum derginin sayfalarını yayımlaması tamamen faşizanca ve gayri ahlaki olmuştur. Bu durumdan da anlaşıldığı gibi bu gazete asla bir basın gurubu değil, Ortadoğu ve ülkemiz üzerinde yapılan menfur hesapların aşağılık bir parçasıdır. Ve bu kirli oyuna karşın, tüm inançlı insanlar adına şunu söyleyebilirim ki “Herkesin bir hesabı varsa Allahın da bir hesabı var”

Neyse bu yaşanan olaylardan sonra umarım, ülkemizde de ölümleri protesto etmek için sokakta yürümek isteyenlere de müsaade edileceği ve gaz sıkmadan coplamadan demokratik tepkilerinin gösterileceği bir süreç başlar ve hatta kasten insan katliamlarının olmadığı bir gelecek dünyayı da ülkemizi de kapsar.

Temennilerim fazla iyimser oldu belki ama İnancımıza, Kutsalımıza ve değerlerimize bu denli açık hakaret ve saldırının yaşandığı bir dönemde, 1.6 Milyarlık Müslüman nüfusun sessiz kalmasını ve tepki vermemesini beklemek olsa olsa Ahmaklıktır. Bu konuda da söylenecek en güzel laf sanırım atalarımız tarafından çeşit çeşit söylenmiş. “ Hamama giren terler, Yazın yediğin hurmalar ………” gibi.

Vesselam