13 Haziran'da siyonist işgal çetesi İran'a yönelik haydutça bir saldırı düzenledi. Hem içerideki hainlerin hem de dışarıdaki emperyalist güçlerin birlik sağlayarak gerçekleştirdiği saldırıda, İran bilim adamları ve askeri komuta akademisinde birçok üst düzey yetkili şehit oldu.

İran kısa sürede toparlanarak misillemede bulundu ve işgal altındaki toprakların birçok stratejik noktalarını çeşitli füzelerle vurdu. Dünya İran'a odaklandı. Yaşananları uzun uzadıya anlatmayacağım. Ama birkaç noktaya da değinmeden geçemeyeceğim.

Belki ilk etapta İran'ın kaybedeceğini, işgale uğrayacağını, rejim değişikliğine gidileceği hesapları yapılıyordu. Oysa İran halkının dirayeti, cesareti, fedakarlığı ve birlikte kenetleyişi bu beklentileri boşa çıkardı. İran, füzelerle işgal altındaki Tel Aviv, Hayfa ve birçok kenti adeta yaşanmaz hale getirdi. Dünya, İran'ın füze gücünün karşısında şaşkına döndü.

İşgal çetesinin çöktüğünü gören işgalci Amerika, şımarık çocuğunun prestijini kurtarmak adına İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırısı gerçekleştirdi. Akabinde İran'ın vurduğu son hamle ve ölümcül darbe ile ateşkese gidilmek zorunda kalındı. Dünya müstekbirleri, İran'ın karşısında 12 gün dayanabildiler.
Evet, İran kazandı. Yenilmez denilen israili, Amerika'yı, İngiltere'yi, Fransa'yı ve işbirlikçi hainleri yendi. Delinemez denilen bütün hava savunma sistemlerini deldi. İşgal altındaki toprakların artık güvende olmadığını ve olamayacağını bütün dünyaya gösterdi. İsrail'in yenilemez, Amerika'nın vurulamaz algısı çöktü. Siyonist Yahudiler, işgal ettikleri topraklarda ebedi kalınamayacaklarını anladılar. Kısacası 12 günlük savaş, Müslümanlara bir umut, zalim ve işgalci haçlılara da bir korku aşıladı...

Peki, bu savaşın kaybedenleri kimler oldu? Bu savaşı Şia üzerinden İran düşmanlığını yapanlar kaybetti. Irkçılık hastalığı vücutlarının bütün zerresine kadar sirayet edenler kaybetti. İran'ı zehirli sözleri ve pervasız eylemleriyle hedef alanlar kaybetti. İşgalci siyonitlerin ve haydut Amerika'nın saldırılarına karşı bir kınama dahi yapmayanlar kaybetti. İran'daki halkın mazlumiyetini dile getirmek için bir paylaşım dahi çok görenler kaybetti.
Sanki iki Müslüman ülke arasında bir savaş oluyormuşçasına sessizliğe bürünenler kaybetti. Gazze için, Mescid-i Aksa için, Yemen için, Lübnan için, İslam beldeleri için bedel ödeyen İran'a karşı kin besleyen, nefret kusanlar kaybetti. Amerika'nın, Katar'da bulunan ve Müslümanlara ölüm yağdıran hava üssüne yapılan füze saldırısına karşı, alelacele açıklamalarla İran'ı düşmanlaştıranlar, eleştirenler, hedefe koyanlar kaybetti.

Tel Aviv'in kalbine inen füzelere tiyatro diyenler kaybetti. İran'ın saldırılarına, "karşılıklı dövüştür" diyenler kaybetti. İran, "bu saldırılarla Gazze'yi gündemden düşürüyor" diyen ferasetsizler kaybetti. Gazze, Yemen, Lübnan direnişini ayakta tutanın İran olduğunu fehmetmeyenler kaybetti. Hasılı kaybedenlerin listesi epey uzun.
Selam ve dua ile…