Eylül, Bitlis’in dağlarında serinlik, şehirdeyse umut demektir.

Okul bahçelerine adım atan her çocuk, geleceğe dair bir umudun taşıyıcısıdır. Ancak biliyoruz ki, bu yolculuk sadece heyecanla değil; sorunlarla, eksikliklerle ve beklentilerle başlıyor.

Mevcut Sorunlar
Bitlis’te eğitim-öğretim yılına girerken en temel sorunlarımızın başında fizikî yetersizlikler geliyor. Yıkım kararı alınan ya da depreme dayanıksız raporu verilen birçok okul binası, öğrencileri farklı okullara taşınmaya zorladı. İkili eğitim sistemine geçilen okullarımızda sınıf mevcutları kalabalıklaştı, öğretmenlerin verimliliği azaldı.

Bir diğer mesele öğretmen açığı. Norm fazlası gibi görünen ama gerçekte ihtiyaç duyulan branşlarda yeterli kadro bulunmaması, özellikle köy okullarında eğitimi aksatıyor. Sözleşmeli öğretmenlerin sık tayin istemesi ise sürekliliği bozan ayrı bir sorun.

Ayrıca veli ilgisizliği ve sosyoekonomik sıkıntılar, öğrencilerin eğitim motivasyonunu doğrudan etkiliyor. Bitlis’in bazı köylerinde hâlâ okula ulaşım sorunu yaşanıyor; taşımalı eğitimde aksaklıklar çocukların derslere düzenli katılımını zorlaştırıyor.

Çözüm Önerileri
Bitlis’te eğitimi iyileştirmek için öncelikle altyapı yatırımlarına hız verilmesi şarttır. Depreme dayanıklı, çağdaş okul binaları inşa edilmeden kaliteli bir eğitimden söz edemeyiz.

Öğretmen ihtiyacının karşılanması için yerinde istihdam politikaları uygulanmalı; bölgeye atanan öğretmenlerin kalıcılığını sağlamak üzere sosyal ve ekonomik teşvikler artırılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik yerine kadrolu atamaların öncelenmesi, öğrenciler için sürekliliği güçlendirecektir.

Velilerin eğitim sürecine aktif katılımı için aile-okul iş birliği projeleri geliştirilmelidir. Değerler eğitimi ve sosyal sorumluluk projeleriyle veliler de sürecin parçası hâline getirilmeli, çocukların yalnızca akademik değil, ahlaki ve kültürel gelişimleri de desteklenmelidir.

Taşımalı eğitim yerine, mümkün olduğunda köylerde okulun ayakta tutulması sağlanmalı; kapanan okullar yeniden işler hâle getirilmelidir. Çünkü çocuk, köyünden şehre taşınırken sadece yol değil; aidiyetini, kültürünü ve güven duygusunu da kaybediyor.

Sonuç
Bitlis’te yeni eğitim-öğretim yılı başlarken sorunlarımız büyük ama çözümlerimiz imkânsız değil. Önemli olan, bu sorunları görmezden gelmeden, “nasıl olsa böyle gelmiş, böyle gider” demeden harekete geçmektir.

Eğitim sadece bireysel bir mesele değil; bir şehrin, bir ülkenin kaderidir. Bugün Bitlis’te atılacak her adım, yarın Türkiye’nin geleceğini şekillendirecektir.

Çocuklarımızın gözlerindeki umudu kaybetmemek için hep birlikte; öğretmen, veli, idareci, siyasetçi ve bürokrat el ele vermek zorundayız. Çünkü eğitim, yalnızca sınıflarda değil; toplumun vicdanında başlar.