Bitlis Barosundan İç Güvenlik Paketine Tepki

> Bitlis 6 Şubat 2015 13:17

Doğu ve Güneydoğu Bölge Baroları, meclis gündemine gelmesi beklenen ve "İç Güvenlik Paketi"ne tepki göstererek, ortak açıklama yaptı.

Adliye Sarayı önünde basın açıklamasını okuyan Bitlis Baro Başkanı Enis Gül, İç Güvenlik Paketi olarak adlandırılan ve çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören düzenlemenin yasalaşmasıyla, demokratik bir toplumun olmazsa olmaz birçok hakkının sınırlanacağını söyledi.

Söz konusu hakların kullanımının, oldukça ağır cezalarla karşılık bulacağını ifade eden Gül, şöyle devam etti:

"Düzenlemenin yasalaşmasıyla yaşam hakkı dahil temel hak ve hürriyetler, tehdit altına alınıyor. Tasarıyla hakim ve savcı kararı aranmaksızın, polisin arama yetkisi genişletilmekte, kolluğa gözaltına alma ve yakalama yetkisi tanınmakta. Yine polise yargı denetimi olmadan telefon dinleme yetkisi verilmektedir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının meşru olup olmadığının nitelemesi ve dolayısıyla, müdahale yetkisi polisin takdirine bırakılmaktadır.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının kullanımı sırasında, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olan boyalı su kullanımının önü açılmakta. Gaz ve boyalı su kullanımından korunmak için yüzün kısmen kapatılması halinde bile bireylerin ağır bir şekilde cezalandırılmasının yolu açılmaktadır."

Düzenlemeyle bireysel ve topluluk haklarının kullanımının ciddi ceza tehdidi altına alındığını savunan Gül, ceza miktarı arttırılarak ve cezaların ertelenmesi imkanının da ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Düzenlemenin yasalaşmasıyla, valilerin idari tasarrufuyla verdiği kararların adeta yargısal bir nitelik taşıyacağını dile getiren Gül, bu kararlara uymayanlar hakkında ceza verilebileceğini, toplumsal olaylarda araçlarını valilik emrine vermeyen belediyelerin araçlarının da polis marifetiyle alınabileceğini belirtti.

Bunların yanı sıra, polise tanınan oldukça geniş ve hiçbir objektif kriterle sınırlanmayan silah kullanma
yetkisiyle kişilerin yaşam hakkının tehdit altına alındığını iddia eden Gül, şöyle konuştu:

"Kolluğun suçlarına yasal güvence geliyor. Toplumsal olaylarda kolluk güçlerinin yetki aşımı ve yaşam hakkının ihlaline kadar varan suçları, sorunlu idari ve yargısal pratiklerle cezasız kalmaktayken, bu düzenlemenin yasalaşmasıyla adeta yasal bir güvenceye kavuşturulmuş olacak. Toplumu cezasızlıkla mücadele yasası bekliyor. Kolluk güçlerinin yetki aşımı, orantısız güç ve hatta kasti eylemleriyle yaşanan can kayıplarına rağmen, yoğun kamuoyu baskısıyla açılan davaların cezasızlıkla sonuçlanmıştır. Toplumun beklentisi güç kullanımının sınırlanması, kolluk eliyle işlenen suçlarda etkili soruşturma ve cezalandırmayken, tam tersi bir düzenlemeyle demokratik bir toplumun gerektirdiği hakların kullanımını engelleyecek."

Kamu düzeninin, bağımsız ve tarafsız yargı, insan haklarına saygılı idari eylemlerle sağlanabileceğini anlatan Gül, güvenlikçi yaklaşımlarla temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasının, toplum-devlet ilişkilerinde derin bir güvensizliğe sebebiyet vereceğini ifade etti.

Gül, "Doğu ve Güneydoğu Bölge Baroları olarak, iktidara, mecliste bulunan tüm partilerin ve sivil toplum örgütlerinin itirazlarına ve muhalefetine kulak vermesini, bu düzenlemeyi meclisten bir an önce geri çekmesi için çağrıda bulunuyoruz" dedi.