TÜİK'in verilerine göre Türkiye, yaşanan küresel ekonomik krizlere rağmen büyümeye devam ediyor. Ekonomik olarak dünya küçülse de Türkiye büyüyor/büyümeli/büyümek zorunda.
Birileri bu büyüme ibresinin yönünü aşağıya doğru yönelmesini istemiyor. Grafikte oklar sürekli yukarı yönlü olmalı. O okların yönünü aşağı doğru göstermek kimin haddine! Bırakın yön göstermeyi konuşulması bile "ihanet" kapsamına alınıyor.
Siz bakmayın toplumun ekseriyetinin öyle ahu zar etmesine, feryad-u figan dert yanmasına, kızıl kıyamet koparmasına. Gayet ekonomimiz iyiye doğru gidiyor(!)
Uçuyoruz, farkında değiliz. Avrupa bizi kıskanıyor! Biz tüketen değil, üreten bir toplumuz! İsrafı sıfırlamış, faiz lobilerine para hiç kaptırmıyoruz! Halklar olarak yaşam kalitemiz tartışılmayacak kadar yüksek.
Muasır medeniyetler seviyesine çıkmış, müreffeh bir hayat sürüyoruz. En fakirimiz bile, en lüks yerlerde tatil yapabiliyor. Ama buna rağmen nankörlük yapıyoruz. Büyüyen ülkemizin farkında değil, her yerde eleştiriyoruz.
Kusura bakmayın. Ben de izahı olmayanın mizahını yapıyorum işte. Büyüyoruz ama nasıl? Evet, içimizde büyüyen var. Servetini ikiye, üçe katlayan var. Kazancına kazanç katan var. Birini ona çıkaran bir kitle var. Bu kitle her halükarda büyüyor. Ülkenin gelirleri onlara akıyor.
85 milyon nüfusa sahip ülkenin 80 milyonu ya açlık ya da yoksulluk sınırının altında hayatlarını sürdürüyorlar. Geri kalan 5 milyon müreffeh bir hayat yaşıyor. 80 milyonun servetinin tamamı, 5 milyonun servetinin belki ondan birine tekabül etmiyor. 80 milyon çalışıyor, 5 milyon yiyor.
Muhtemel o dur ki TÜİK, büyüme verilerini hazırlarken bu 5 milyonu baz alıyor. Yoksa her geçen gün 80 milyon vatandaş küçülüyor. Aç kalanların sayısı artıyor. Evine ekmek götüremeyen, çocuğuna elbise alamayan, kombisini çalıştıramayan, ampulünü yakamayan, günde bir öğün yemek ile yetinen milyonlarca mağdur var.
2002 yılında 184 TL asgari ücretle çalışan bir vatandaş, 7 adet çeyrek altın yani 12 gram altın alabiliyordu. Ama bugün 22 bin 104 TL asgari ücret alan vatandaş, ancak 3 çeyrek altın yani 5 gram alabiliyor. Peki, bu vatandaşın alım gücü arttı mı yoksa azaldı mı?
Bir yılda çocuğunun düğününü yapabilen bir baba, bugün kaç yıl çalışsa bir çocuğun düğününü yapabilir? Gençler evlenmekten, yuva kurmaktan korkar hale geldi. TÜİK verileriyle toplumu oyalamayalım.
Eğer bir büyüme varsa, orantısız bir büyümedir, adil olmayan bir büyümedir. Eğer bir büyüme varsa, küçük bir kesimin büyüdüğü, ama toplumun ekseriyetinin küçüldüğü bir büyümedir. Böylesi bir büyüme, toplumunda kargaşaya, huzursuzluğa, toplumsal infiallere yol açar. ADİL bir büyüme temennisiyle…