19-25 Mayıs tarihleri arasında ilimizde "Gençlik Festivali ve Kitap Fuarı" düzenlendi. Bitlis Belediyesi, Bitlis Valiliği ve Bitlis Eren Üniversitesi öncülüğünde düzenlenen kitap fuarı ve gençlik festivali, kıymetli bir etkinlikti.

Özellikle ekonomik alanda, eğitim alanında, sosyal faaliyetler alanında geri kalmış illerde bu tür etkinliklerin yapılması hem illerin tanınması ve gelişmesi hem de orada yaşayan insanlar için bir anlam ifade eder.

Bu yıl yapılan etkinlik, geçtiğimiz yıllarda yapılan etkinliklerden daha da kapsamlı ve yoğun katılımla gerçekleşti. Öyle görünüyor ki geçen yıllarda yapılan eksikler hesaba katılarak bir çalışma yapılmış. Bu noktada emeği geçen herkese Bitlis halkı adına teşekkür ediyorum.

Fuara 100'e yakın yazar ve birçok yayınevleri katılım sağlarken, özellikle gençlik festivalinde robotik kodlamalar, dene-yap atölyeleri, 3D yazılımlar, savunma sanayinde üretilen yerli silahlar, deprem simülasyon araçları ve birçok farklı sanatsal çalışmaların yer aldığı çadırlar ilgi odağı oldu.

Burada okul idarecilerinin, öğretmenler eşliğinde öğrencilerini hem kitap fuarında hem de gençlik festivalinde açılan çadırları dolaştırmaları hem öğrenciler için hem de fuara gelen yazarlar, yayınevleri, misafirler için önemliydi.

Sonuç itibariyle kentte çok güzel bir hava estirildi. Yoğun bir katılım vardı. Söyleşilere, çadırlara ilgi yoğundu. Kentin idarecilerinin de sıklıkla hem gençlik festivalini hem fuarı ziyaret etmeleri hem gelen misafirlerle yakından ilgilenmeleri güzel bir davranıştı.

Bu tür etkinlikler olmalıdır. Bu tür etkinliklerin çoğaltılarak yapılması gerektiğine inanan biriyim. Etkinliği gezdim, fuardaki yazarlarla, fuara gelen vatandaşlarla hasbihal ettim. Bitlis'te düzenlenen fuara ilk kez katılan yazar ve yayın evleri olduğu gibi daha önce de katılanlar vardı. İnanıyorum ki mutlu bir şekilde ayrıldılar.

Fakat karşılaştığım üzücü bir durumu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Aslında bu medeniyetimize ait olmayan ama ülkemizin kanayan bir yarasıdır. Özellikle Eren bilim merkezindeki çocukların robotik kodlama üzerinde yaptıkları o çalışmalarının sergilendiği çadırları dolaşırken, bu çalışmaları nasıl yaptıklarını, yaptıkları robotların ne işe yaradığı, ülkeye neler katabileceği üzerinde birçok soru sordum.

Hem lise hem ortaokul öğrencileri yaptıkları bu çalışmaları bir bir anlatırken, hayranlıkla dinledim. Çocukların o çalışmalarını görmek adına ben sordukça, çocuklar da yaptıkları o çalışmaların ülkeye neler katacağını anlattılar. Çocuklar adına sevindim, gelecek adına sevindim, savunma sanayisine katacakları adına sevindim, Bitlis'te böylesi üreten beyinlerin çıkması adına sevindim.

Fakat üzüldüğüm nokta şu oldu.

Öğrencilere, robotik kodlamalarda çok güzel bir çalışma yaptıklarını söyledim. Bu çalışmalarla bölgede yarışmalara katılıp-katılmadıklarını sorunca; yarışmalara katıldıklarını, yarışmada ikinci olduklarını söylediler. Ben de çalışmalarının çok kıymetli olduğunu, bölgede katılan tüm yarışmacıların eserlerinin kıymete değer olduğunu söyledikten sonra, sizin de çalışmanız gerçekten de birinciliği hak edebilecek bir çalışmadır diye söyledim ve inşallah bir dahaki yarışmalarda birinciliği elde edersiniz temennisinde bulundum.

Gelecek adına bir şeyler ortaya koymaya çalışan o zeki beyinler, sanki kimse duymasın dercesine bana yaklaşarak, "Abi eğer torpil olmasaydı, bizim çalışmamız birinci olurdu. Evet, yarışmaya katılan bütün arkadaşlarımızın çalışması kıymetli ve değerlidir ama birinciliği elde eden çalışma, bizim çalışmamız kadar olmuyordu." deyince gerçekten çok üzüldüm.

O bilim adına çalışan gencecik çocuklarımızın bu yaşlarda bile, ülkenin bir acı gerçeği haline gelen bu "torpil" sözcüğünün bilinç altlarına yerleşmesi gerçekten de üzüntü verici oldu. İnşallah ülkemiz öyle bir noktaya gelir ki, hiçbir insanımız kendisine torpil geçilecek beklentisi içerisinde olmaz ve hiçbir kardeşimiz de hakkı yenilecek kaygısına da kapılmaz.

Eksiğiyle, artısıyla kitap fuarı ve gençlik festivali kentte çok şey kattı. Bu tür etkinliklerin devam etmesi temennisiyle…