'Çözüm süreci' açısından kritik dönemeçlerden biri olarak görülen ve çözüm sürecine ilişkin 'çerçeve yasası' olarak da anılan yeni yasal düzenlemeler TBMM gündemine geldi.

Bir süredir İmralı'da PKK Lideri Abdullah Öcalan, Kandil ile Avrupa'da PKK-KCK yöneticileri ve Ankara'da Kürt siyasetinin parlamentodaki temsilcileriyle devlet görevlileri arasında yürütülen görüşmelerin yasal bir zemine kavuşması açısından oldukça önemsenen kanun tasarısı 6 maddeden oluşuyor.

MÜZAKERECİLERE HUKUKİ ZIRH

Radikel'den Hakkı Özdal'ın haberine göre, 'Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı' adıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan yasal düzenlemeler arasında en dikkat çekici olan, çözüm süreci kapsamındaki görüşme ve müzakereleri yürüten kamu yetkilerine sağlanan hukuki koruma.

Tasarının 4. maddesi 'Bu kanun kapsamında verilen grevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğu doğmaz' ifadesini içeriyor.

Daha önce Oslo görüşmelerine katılan MİT görevlileri hakkında açılan soruşturmalar, çözüm sürecindeki görüşmelere katılan bürokrat ve kamu görevlilerinin yasal bir sorumlulukla karşılaşabileceği yorum ve eleştirilerine neden oluyordu. Yeni tasarı kamu görevlileri, (Öcalan'la ya da KCK-PKK yetkilileriyle görüşen MİT-devlet görevlileri) açısından yasal-cezai sorumluluğu ortadan kaldırıyor.

Ancak tam da bu noktada Kürt siyasetinin eleştirileri var. Zira kanun tasarısında yer alan 'verilen görevleri yerine getiren kişiler' ifadesi, cezai sorumluluktan muaf olmayı MİT-devlet yetkilileri ile sınırlıyor. Ancak taraflar arası görüşmelere katılan, sözgelimi HDP milletvekilleri ya da diğer sivil kişi ve kuruluşlar açısından net bir düzenleme içermiyor. Kürt tarafının tasarı hakkındaki önemli eleştirilerinden biri bu.

ÖCALAN VE PKK'YLE GÖRÜŞMEYE YASAL ZEMİN

Tasarının dikkat çeken ve zaten daha kamuoyuna sunulmadan önce tartışmaya neden olan noktalarından biri de PKK ve Öcalan'la yapılacak görüşmeleri yasal zemine oturtan düzenleme. Yeni tasarının 2. Maddesinin b fıkrası bunu ifade ediyor:

'Gerekli görülmesi halinde, yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum ve kuruluşları görevlendirir.'

Bu fıkradaki 'yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlar' ifadesi, İmralı, Kandil ve Avrupa'daki örgüt yönetici ve yetkilileri ile yapılan tüm görüşmelerin bu kapsama alınabilmesini sağlıyor. Çözüm sürecinde Kürt tarafının da üzerinde önemle durduğu noktalardan biri buydu.

Tasarının yine 2. maddesinde yer alan, [Hükümet] 'c. Silah bırakan örgüt mensuplarının eve dönüşleri ile sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirleri alır' ifadesi, silah bırakma ve 'eve dönüş' konularında yeni yasal düzenleme ve adımlara işaret ediyor.

'ç. Bu Kanun kapsamında yapılan çalışmalar ile alınan tedbirlere ilişkin kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesini sağlar' maddesi ise özellikle CHP'den, HDP'den, meslek ve kitle örgütlerinden, sivil kuruluşlardan gelen 'şeffaflık' eleştirilerine yönelik gibi görünüyor. Başbakan Yardımcısı Atalay'ın gazetecilere açıklamalarında da 'daha şeffaf' bir süreç iması dikkat çekiyor.

MUHALEFET NE DİYOR?

Peki muhalefet çözüm sürecini, ya da daha doğru bir adlandırmayla şiddeti sona erdirmeye ve Kürt sorununu barışçıl bir çözüm sürecine sokmayı amaçlayan müzakereleri daha geniş bir yasal zemine kavuşturan bu tasarı hakkında ne düşünüyor?


MHP: MHP'nin konuyla ilgili tavrı net. MHP, baştan beri, sürecin 'terör örgütüyle masaya oturmak' anlamına geldiğini söylüyor ve bu son tasarı da dahil atılan tüm adımlara karşı çıkıyor.

CHP: CHP'nin tutumu ise daha yapıcı. Süreci yakından takip eden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın da bugünkü konuşmasında hatırlattığı gibi CHP, tasarı hazırlık aşamasındayken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 'çözüm için yasal zeminin zorunlu olduğunu' vurgulamıştı. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Diyarbakır ziyaretinde 'Kapalı kapılar ardında demokratik çözüm olmaz. Süreç yasal bir zemine oturtulmak zorundadır' diyerek yeni yasal düzenlemeye destek imasında bulunmuş ancak sürecin gelişimine ilişkin 'şeffaflık' eleştirilerini tekrarlamıştı. Kılıçdaroğlu, 'Süreç saydam olmalıdır. Elbette birileri karşı çıkabilir. Ama samimi olarak tartışırsak bu sorunu aşabiliriz. Türkiye'nin bu sorunu çözme birikimi var' ifadelerini kullanmıştı.

Ancak yine de CHP içinde bazı kesimlerin çözüm sürecine karşı daha katı bir tutumda olduğu biliniyor.

HDP-BDP: Bir süredir, çözüm süreci kapsamındaki görüşme-müzakere trafiğinin yasal bir zemine oturtulması talebinde olan Kürt siyasetçiler tasarı karşısında 'yetmez ama olumlu' noktasında. Bugünkü Hürriyet gazetesinde, gazetenin Ankara temsilcisi Deniz Zeyrek'le yaptığı bir söyleşi yer alan HDP Eşbaşkanı ve muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın 'bütün seçimler öncesi' Başbakan'ın bazı demokratik adımlar attığını ama bu kazanımların sonra geri alındığını söyleyerek, yeni tasarının da bir seçim öncesine denk geldiğini ancak buna rağmen desteklenmesi gerektiğini söylemişti.

Eren Holding’in Bitlis’teki Dev Projesi İçin İmzalar Atıldı Eren Holding’in Bitlis’teki Dev Projesi İçin İmzalar Atıldı