Analiz

HAMAS’ın Akıllıca Cevabı ve İhanet Planının Çöküşü

ABD ve işgal çetesinin ortaya koyduğu “barış” adı altındaki ihanet planı, aslında uzun süredir sahada yenemedikleri direnişi masada etkisizleştirme girişimiydi.

Bu planın özünde HAMAS’ı uluslararası kamuoyu önünde “barışa engel terör örgütü” olarak göstermek ve işgalcilerin işlediği savaş suçlarını örtmek vardı. İşgalci Netanyahu’yu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına engel olmak vardı.

Bunun için hem İslam ülkeleri hem de Avrupa emperyalizmin eliyle HAMAS’ı köşeye sıkıştırmak ve ihanet planını imzalamaya zorlamak vardı. Ancak HAMAS’ın verdiği yanıt, bu stratejiyi, bu ihanet planını, bu tek taraflı dayatmayı, tersine çeviren siyasi bir manevra oldu.

Gerek İslam ülkelerindeki yöneticiler gerekse de şer merkezli Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, yani işgalci yanlıları, Trump’un bu tek taraflı “barış planı” teklifini HAMAS için son fırsat olarak değerlendiriyorlardı. Onlar sadece kendilerince bir hesap yapıyorlardı. Allah’ın nazarıyla olaylara bakan direnişi ya tanımıyorlardı ya da böyle bir dirayetin ortaya çıkacağını tahmin edemiyorlardı.

Bundan dolayıdır ki, HAMAS dışında hiç kimsenin ama hiç kimsenin söz söyleme hakkı yoktur. Çünkü sahada mücadele eden, çocuklarını, ailelerini feda eden, en ağır şekilde bedel ödeyenler onlardır. Kendi iradeleriyle nasıl ki Aksa Tufanı’nı başlattılarsa, yine kendi iradeleriyle geleceklerini tayin edecekler.

HAMAS’ı’ın tepkisi bir “evet” ya da “hayır”ın ötesinde, çok katmanlı bir mesaj içeriyordu. Öncelikle, “Filistin’in kaderini tayin hakkı yalnızca direnen halka aittir” vurgusu yapıldı. Bu hem dış müdahalelere hem de Filistin halkının iradesini görmezden gelen tüm girişimlere verilmiş net bir cevaptı.

HAMAS’ın yanıtı; Gazze ile Batı Şeria’nın birbirinden ayrılmayacağı, Filistin’in bütünlüğünün tartışma konusu edilemeyeceği mesajını içeriyordu. Bu nokta, işgalcilerin yıllardır yürüttüğü “parçala ve yönet” stratejisini boşa çıkaran önemli bir çıkıştı.

HAMAS’ın yanıtı; uluslararası algı savaşına da doğrudan müdahale etti. ABD ve işgal çetesinin planı, HAMAS’ı dünyaya “barış istemeyen taraf” olarak sunmaktı. Oysa verilen cevap, HAMAS’ı “barışı isteyen ama kendi halkının haklarından vazgeçmeyen taraf” konumuna taşıdı. Bu durum, işgal rejiminin propaganda üstünlüğünü kırdı.

HAMAS’ın yanıtı; bugüne kadar “Terör örgütü” diyenler, HAMAS’ın meşruiyetini kabullenmiş, onunla aynı masaya oturmaya mecbur kaldığını gösterdi.

HAMAS’ın yanıtı; savaş suçlusu olan esirlere bile nasıl davranıldığını dünyaya göstermiştir. Nitekim barış uğruna ablukayı kırmak için yola çıkan aktivistlerin, zindanlara konulurken, onlara terörist muamelesini yapan işgal çetesinin kirli yüzündeki perdeyi yırtmıştır.

HAMAS’ın yanıtı; küresel kamuoyunda giderek artan “Gazze ile dayanışma” hareketlerine de sahip çıkıldığını gösterdi. Küresel Sumud Filosu’na yapılan saldırının ardından aktivistlere verilen destek, HAMAS’ın uluslararası dayanışmayı sahiplendiğini ve yalnızca kendi halkı için değil, evrensel adalet için hareket ettiğini ortaya koydu.

HAMAS’ın yanıtı hem içeride hem de dışarıda güçlü bir siyasi mesaj oldu. Bu yanıt, bir yandan İslam dünyasının ortak tavır alabilmesi için bir zemin hazırlarken, diğer yandan işgal çetesi ve ABD’nin planladığı diplomatik tuzağı boşa çıkardı.

HAMAS; Küresel Sumud Filosu’nun barış arzusunu, Filistin’e sahiplenilişini, soykırım karşıtlığını çok iyi okumuş olmalıdır ki, şu algıyı da yıktı. İhanet planını hazırlayanlar, HAMAS’tan “hayır” cevabını bekliyordu. Böylece Küresel Sumud Filosu’ndaki aktivistlere, “Sizin sahip çıkmaya çalıştığınız, uğrunda binlerce kilometre yol katettiğiniz, uğruna ölümü göze alarak denize açıldığınız, israil hapishanesine girmeyi göze aldığınız

HAMAS, kendi halkına sahip çıkmadığı gibi, sizi de sahiplenmedi” diyeceklerdi.
Ama HAMAS’ın yanıtı; bu algıları tamamen tersine çevirdi. HAMAS’ın yanıtını sözcük sözcük irdeleyerek okuyun. Her bir sözcük adeta vahyin ışığında yazılmış, Allah’ın nazarıyla bakılmış, ümmetin gücüyle harmanlanmış, “Hasbunallahu ve ni’mel vekil” teslimiyetiyle kaleme alınmış bir metin olduğunu göreceksiniz.

Hülasa HAMAS’ın yanıtı, her yönüyle bir ders niteliğindedir. Onun için HAMAS’ın cevabı çok akıllıcaydı. Bugün itibarıyla top, HAMAS’ın değil, planı kurgulayanların sahasında. Selam ve dua ile…