Yaban hayvanlar için jandarma ekipleri doğaya yem bıraktı Yaban hayvanlar için jandarma ekipleri doğaya yem bıraktı
Zaman gazetesinin Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evleri ile ilgili sözlerini yayınlamasının üzerine Arınç, 'bu asparagas bir haberdir' diyerek yalanlamıştı. Ancak aradan 12 saat geçtikten sonra grup toplantısında Erdoğan sözlerinin arkasında durduğunu açıkladı ve Arınç'ı, yalancı çıkardı. Hükümet sözcüsü Arınç ile Başbakan'ın birbiri ile çelişen sözleri gündemde tartışılmaya devam ederken, Arınç, Başbakan'a sitem dolu açıklamalarda bulundu.

Arınç, 'Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri doğru ve katılıyorum. Ama onun 'gerekirse yasal düzenleme yaparız' demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil' dedi. TRT TÜRK Genel Yayın Yönetmeni Nasuhi Güngör'ün sorularını yanıtlayan Arınç'ın o açıklamaları özetle şöyle oldu:

Ben tutanak katibi değilim:

Ben ağır ceza mahkemesinde avukatlık da yaptım, orada da güvenilir bir isimdim. O adam satılmaz, eğilip bükülmez denirdi. Ben şimdi hükümet sözcüsüyüm. Arkadaşlarıma bilgi verirken söylediğim her sözün yerini bulması lazım. Tutanak katibi değilim, özet yapıyorum. Ama söylediklerim içeride konuşulanlara doğru şekilde uymak zorundayım. Düşüncelerimi açık biçimde ifade edeyim. Memnuniyetle söyleyeyim. Ben hükümet sözcüsü olarak söylediklerimle hükümetimi zor durumda bırakmamalıyım. Hükümetime yara vermemeliyim. Başbakanımı korumak zorundayım ikincisi. Satır satır onun (Başbakan Erdoğan) söyledikilerini yanıtlamak zorunda değilim. O gün bir soru soruldu. Ben bulunduğum yerde, ne duymuşsam onu söyledim. Duymadıklarımdan sorumlu değilim. Bakanlar Kurulu toplantısında konuşulmadı bu elbette. Bundan dolayı üzülmem, eksiklik hissetmem, yanlış yaptığımı düşünümüyorum. Başbakanımız grup toplantısında 'böyle şeyler duyuyoruz, bekar genç kızlar ve erkeklerin birarada oturması mahsurlu' dedi. Bu sözler ile benim söylediklerim tezat teşkil etti.

Ben yanlış yapmadım ama:

Ben yanlış yapmadım, ama farklı bir şey söyledi ve benim açıklamalarım ile kendi sözleri arasında bir fark ortaya çıkardı. Ben tevil edemem bunları ama başka pek çok insan 'Başbakan'ın beni hiçe saydığını' ileri sürdü. Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Bu sözleriyle toplumda sosyal bir yaraya parmak bastığını düşünebilir. Ama aradan 12 saat bile geçmeden çelişki içinde bir şey yaşandı.

Kum torbası haline getirilmek istemem:

Benim saçlarımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz? Başbakan'ı 24 saat takip ederim ben. Onun da böyle bir görevi olmalı, Hükümet Sözcüsünü açmaza düşürmemektir. Buradaki konuşmasıyla biz eleştirilerin odağında olduk. Ben itibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem.

Başbakanımıza sesleniyorum..:

Başbakanımıza dost, kardeş olarak seslenmek isterim, ikimizin sözleri arasındaki çelişkiyi düzeltmesi kendisinden beklenir. Bence de çok doğru olan düşüncelerini Başbakan açıklamalı. Eğer kendi içimizde konuştuk ve değerlendirdiysek ben hükümet sözcüsü olarak çıkar çok güzel bir şekide açıklarım. Ama onun gerekirse yasal düzenleme yaparız demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil.

İleriye dönük bir vaat:

Ama ne yapalım ki Anayasa Mahkemesi Zina'yı yasadan çıkardı. Şimdi de böyle devam ediyor. Şimdi zina suç olsun diyene de saygı duyarım, sistem böyle devam etsin diyene de itiraz etmem. Yeni bir tartışma noktasını toplumun içine koymak, alt yapısı olmadan böyle bir şeyi yapmak başbakan olarak ileriye dönük bir vaat olabilir ama bir bakanlar kurulu üyesi olarak böyle bir şeyden haberdar değilim.

Ben sorumlu değilim:

(Öğrenci evi tartışmaları) Kızılcahamam kampında duyduklarımı söyledim dedi. Ben bildiklerimi söylerken yanlış yapmadım Başbakan da öyle bir şey demedi. Ama daha sonra ben sözlerimin arkasında dururum dedi ve bir tezatlık oluştu.Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Bu çelişkinin sebebi ben değilim.

Aday değilim

Sayın Başbakan izin verirse kararıma saygı gösterirse aday değilim.

Özgül ağırlığım var

Futbol sadece futbol değildir, ben de sadece bakan değilim. Benim bir özgül ağırlığım var. Ve bu özgül ağırlığım başkalarından farklıdır. Ben sadece bir yer işgal eden bir bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım, demokrasi noktasında, özgürlükler noktasında kendimi ailemi gençliğimi siper etmişim, kırmızı plaka meraklısı koltuğa oturduğunda her şey bitti diyen bir bakan değilim. Benim yıpranmamam lazım, benim hiçe sayılmamam lazım. Sayın Başbakan buna dikkat eder, bu en azından kul hakkıdır.

19 yaşımda başladığım siyaseti 'Bu yaşa geldim daha da devam ettireceğim' demem. 2007'de Meclis Başkanlığı'nın ardından siyaseti bırakmayı düşündüm. Ama o dönem şunu düşündüm, benim başkanlığım döneminde Cumhurbaşkanını seçtirmemişlerdi. Ben tekrar 'böyle bir cumhurbaşkanı seçilmesine en azından bir oyumla katkı sağlamalıyım' dedim ve aday oldum.

Yeni Anayasa mümkün değil

Bizim önümüzdeki dönemde yeni anayasayı yapmamız mümkün görünmüyor. Ocak'a kadar bitmediyse artık bu iş olmayacak demektir. Kendimizi kandırmayalım. Muharrem ayında Müslümanlar arasındaki ortak değerleri güçlendirmemiz lazım. Aleviler bu ülkenin çok önemli bir parçası bizim can, ciğer kardeşlerimizdir. Geçtiğimiz günlerde TRT'den bir arkadaşımızı Belgrad'da kaybettik. Kendisine Allah'tan rahmet , ailesine başsağlığı diliyorum. Türkiye'den gelip burada okuyan ve şoförlük yapan 20 yaşındaki bir evladımız da ağır yaralandı. Hastanede tedavisi devam ediyor. Doktorlarına özellikle teşekkür ediyorum. Bir an bile başından ayrılmıyorlar. Hastane içinde bir Kilise var. Oradaki papaz hastalarla konuşuyor onlara moral veriyor. 'Peki Müslüman hastalar için ne yapıyorsunuz' dediğimde 'İmamımız da var. Müslüman hastalarımız ne zaman isterlerse onunla konuşabiliyorlar' dediler bana. Türkiye'ye de örnek olması gereken bir şey. Bizim hastanelerimizde de olması gerekir diye düşünüyorum.