Sivil Savunma, Gazze'de yaşayanların, insani yardımların girişinin yasaklanması nedeniyle kış yaklaşırken zorlu yaşam koşullarıyla karşı karşıya kaldığını vurguladı ve bazı kesimlerin çadır getirmekten bahsetmesinin, bölge halkına yönelik alaycı bir gönderme olduğunu, çünkü çadırların kışın sertliğinden yeterli koruma sağlamayacağını belirtti.
Sivil Savunma, Gazze'nin kışa yönelik hiçbir hazırlığının olmadığını, barınma ve temel ihtiyaç malzemelerinin yetersizliği nedeniyle çocukların ölüm riskiyle karşı karşıya kaldığını açıkladı.
Ateşkes anlaşmasında öngörülen miktarın Gazze'ye giren tır oranının yüzde 24'ü geçmediğine dikkat çeken Sivil Savunma, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana halkın yaşadığı acı gerçeğinin değişmediğini vurguladı.
Gazze Şeridi Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Bassal, Gazze Şeridi'ndeki sakinlerin acılarının artık sadece yıkım ve insan kayıplarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda çoğu ailenin geçim kaynaklarını kaybetmesine kadar uzandığını söyledi.
Başal, iki yıldır devam eden savaşın sektörde ekonomik hayatı neredeyse tamamen durdurduğunu, fabrika ve dükkanların tamamen faaliyete geçtiğini anlattı.
İşsizlik oranlarının daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını ifade eden Bassal, birçok gencin ve mezunun mevcut koşullar altında işsiz ve umutsuz olduğunu sözlerine ekledi.
Gazze Şeridi Tıbbi Yardım Derneği Müdürü Dr. Bassam Zakut, siyonist işgalinin kasıtlı olarak Şeride temel tıbbi malzemelerin girişini engellediğini, bunun da sağlık hizmetlerindeki büyük eksiklik nedeniyle hasta ve yaralıların acısını artırdığını söyledi.
Zakut, nüfusun içinde bulunduğu zor koşullar göz önüne alındığında insani ve sağlık krizinin daha da derinleşmemesi için, hastaların tedavilerini Gazze dışında alabilmeleri için gerekli tıbbi malzemelerin acilen getirilmesinin yanı sıra, bu hayati öneme sahip malzemelerin de Gazze'ye getirilmesinin acilen gerekli olduğuna dikkat çekti.
