Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa üçgeninde mensupları bulunan 6 aşiretin öncülüğünde "Aşiretler Dayanışması" adı altında bir buluşma gerçekleştirildi. Bölgedeki aşiret yapıları arasındaki birlik ve dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan buluşmaya, çok sayıda aşiret reisi, kanaat önderi ve alim iştirak etti.

Sur ilçesine bağlı Çarıklı Mahallesi'nde yer alan Şeyh Ahmet Şorşibi Külliyesi'nde düzenlenen toplantıda söz alan aşiret reisleri ve kanaat önderleri kendi tabanlarının sorunlarını çözmek için bu toplantıların devamını sağlama ve birlikte hareket etme noktasında söz birliği yaptılar.

Kürsüye çıkan her konuşmacı taziye yemekleri, başlık parası, kan davaları, gençlerin uyuşturucu gibi kötülüklere bulaşması gibi olumsuzluklara karşı birlikte, aklı selim, insani ve İslami hassasiyetler göz önünde bulundurularak hareket etme çağrısında bulundu.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, bölgenin tanınan kanaat önderlerinden ve Şeyh Ahmet Şorşibi Külliyesi müderrisi Şeyh Fatih Önal'ın ev sahibi olarak selamla konuşmasıyla devam etti.

Şeyh Fatih Önal

"Geçmişte aşiretler, alimler ve kanaat önderleri adaletle hareket ederek sorunları ele almış, barış içinde birlikte yaşamıştır"

"Şunu belirtmek isterim ki sizler burada misafir değil, ev sahiplerisiniz." İfadeleriyle sözlerine başlayan Önal, "Nitekim bu külliye halkımızın ve milletimizin istifade edebilmesi için inşa edildi ki işte bugünde sizleri ağırlıyor. Evvelde aşiretler, alimler, kanaat önderleri, aile büyükleri adaletle birbirlerine yaklaşmış, memleketin sorun sıkıntılarını gündemine almış, barışa vesile olmuş, yaşamlarını beraber idame etmişlerdir. Fakat 100 yıldır global dedikleri büyük küfür, kirli ellerini bu yapıların içerisine sokmuş; şeyhlerimizi, alimlerimizi, aile büyüklerimizi itibarsızlaştırmak istemiş ve nispeten muvaffak olmuşlardır. İşte bizler bu tür buluşma ve programlarla şeyh, alim, kanaat önderleri ve aile büyüklerinin itibarlarının yeniden tesis edinmesinin sağlanmasını istiyoruz. Nitekim Peygamber Efendimizin hayatına baktığımızda, Efendimiz Medine'ye geldiğinde yaptığı ilk icraatlerden biri sahabeler arasında kardeşliği tesis etmek, Medine'ye yapılabilecek herhangi bir saldırıya karşı yek vücut olabilmek adına gayri müslimler ittifak kurmak olmuştur." dedi.

Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde Akşam Poliklinikleri Genişletildi
Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde Akşam Poliklinikleri Genişletildi
İçeriği Görüntüle

Seyfettin Kınay

"Her aşiret reisi kendi tabanına sahip çıkmalı, onlara elini uzatmalı, yanlışları düzeltmelidir"

Aşiretler buluşmasının organizatörlerinden Seyfettin Kınay ise programda yaptığı konuşmada amaç ve gayelerini paylaştı:

"Bu toplantı siyaset üstü bir buluşmadır. Aşiretler Dayanışması programının amacı, Çınar bölgemizde bazı sorunlarla karşılaştığımızda muhatap bulamıyoruz. Bu tür buluşmalarla sorunları beraber çözebiliriz. Mesele sadece sorunların çözümü değil, bilindiği üzere uyuşturucuya bulaşan gençlerimiz gözlerimiz önünde kayıp gidiyor. Bu uyuşturucu illeti köylerimize kadar gelmiş durumda. İşte bu toplantıyı düzenlememizin sebebi bu tür sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz konusunu istişare etmek, sorunların kaldırılmasına yönelik elimizi hep beraber taşın altına koymaktır. Tabi burada şunu da belirtmek isterim ki burada siyaset yapmıyoruz. Çünkü bu halkın huzura ihtiyacı var. İçimizdeki kirlilikleri temizlemek istiyoruz. Nitekim bugün her aşiret reisi veya aile büyüğü kendi tabanına sahip çıkmalı, onlara elini uzatmalı, yanlışları düzeltmelidir. Bu düzeltmeyi de gerekirse bu tür toplantılarla hep beraber yapacağız. Bu toplantımızı bir başlangıç olarak görelim. Bu toplantılarda alacağımız kararlar hususunda belli süre aralıklarla bir araya gelelim, değerlendirelim. Bu ilk toplantımızda neler yapabilirizi konuşacak, herkesin kendi sorumluluğunu hatırlatıp yapılabilecekleri paylaşacağız."

Mahmut Kılınç

"Kürtlerin kimliklerinin asli dayanakları aşiretleri olmuştur"

Aşiretler buluşmasında bir konuşma gerçekleştiren Araştırmacı Yazar Mahmut Kılınç'ta Kürt halkının tarihsel ve kültürel sürekliliğinde aşiret yapısının belirleyici bir rol oynadığını belirterek, "Bilindiği üzere her kavim ve millet kendi tarihini oluşturmuş ve ilerletmiştir. Kürt halkı Mezopotamya'da kendi kültür ve medeniyetiyle tanınan bir millettir. Tarihte Med, Eyyubi, Mervani ve Şeddadi gibi imparatorlukları kurmuştur. Birçok coğrafyada var olsalar da ekseri yaşamlarını idame ettikleri bölge Dicle ile Fırat arasında birçok devlet kurmuş ve bir şekilde bu devletler yıkılmıştır. Kürt Milleti her ne kadar dönemler geçirse de örf, adet, inanç, gelenek ve göreneklerinden vazgeçmemiştir. Kürtlerin kimliklerinin asli dayanakları aşiretleri olmuştur. Yani aşiretleri kuvvetli olan topluluklar ayakları üzerinde durabilmiştir. Mesela birçok devlet halklarının varlığıyla hayatlarını idame etmiş ve ilerlemiştir. Aşiretlere başlı Kürt halkları bu konuda daha avantajlı görünmüşlerdir. Kürt halkı dört parçaya ayrılmış olsa da aşiret ve aileleriyle bilinmektedir." dedi.

"Kürtler, İslami ve insani değerlerinden asla taviz vermemiş, bu kararlılıklarını da büyük ölçüde aşiret sisteminden almıştır"

Kürtlerin devletleşmeden önce de dillerini, inançlarını ve kültürel değerlerini yaşattığını belirten Kılınç, "Kürtler devletleşmeden önce de dillerini, inançlarını, örf ve adetlerini yaşamış ve günümüze kadar getirmişlerdir. İslami ve insani kimliklerini asla unutmamışlardır. Bu iki unsur Kürtlerin vazgeçilmezlerindendir. Nitekim bu iki özelliğin kendilerinden alınması durumunda elde tutulacak bir şeyleri kalmayacaktır. Aşiretçilik Kürtlerde İslam'la tanışmadan önce de vardı şimdide var. Emevilerden Abbasilere, Selçuklulardan Osmanlı'ya ve Cumhuriyetin ilanına kadar Kürtler örf ve adetlerinden, gelenek ve göreneklerinden, inançlarından taviz vermemiştir. Nitekim tarihimize baktığımızda cumhuriyetin ilanıyla beraber kimileri başındaki şapkadan kimileri yaşam tarzından kimileri kıyafetinden ötürü canlarını feda ettiklerini biliyoruz. Adetlerinin muhafazası için nice bedeller ödemiş, İslami ve insani yönlerinden asla taviz vermemişlerdir. Kürtlerin bu kararlılıkları aşiret sisteminden gelmektedir. Aşiret olmasaydı çobansız sürü misali kültürümüz yok olur giderdi. Aşiret kültürü halkların varlıklarını bir teminat altına almaktadır. Nice yüzyıllarda imparatorluk sınırları değişse de aşiret, aşiretlerin kimliği ve varlığı asla değiştirilemedi. Bu yönleriyle aşiretçilik bölge için önemlidir." diye belirtti.

"Aşiretçilik devletlerin siyaseti üzerinde etki sağlayan yapılardır"

Aşiret kültürünün, Kürt toplumunun kültürel varlığını teminat altına aldığını söyleyen Kılınç, "Aşiretçilik sistemi insani hassasiyetlerle oluşmuş; ağa, beg, ak sakallıların tecrübe ve varlıklarıyla ayakta kalmış; Kürt kimliğin tanınmasında önemli bir rol oynamıştır. Aşiretçilik sadece zorluk ve zorbalıklar karşısında ittifak yapmaktan ibaret olan bir yapı değil, aynı zamanda devletlerin siyaseti üzerinde etki sağlayan yapılardır." şeklinde konuştu.

Mehmet Bahattin Temel

Bölgenin kanaat önderlerinden Mehmet Bahattin Temel, kardeşlik ve beraberlik vurgusu yaparak şunları söyledi:

"Bugün herkesin farklı bir topluluktan veya aileden olması birbirinize düşmanlık yapmanız için değil, kardeş olmanız içindir. Aramızda en iyi olanımız Allah-u Teala'nın ayeti kerimedeki ifadesiyle halkına hizmet edendir. İşte en iyi hizmet edebilecek kişi de toplumun barışını isteyen, sulh konusunda çaba sarf eden, halkına iyiliklerde bulunandır. Hatta Cuma hutbelerinde tekrarlanan bir ayet vardı: 'Muhakkak Allah, adaleti, iyiliği ve akrabalara yardım etmeyi emreder; fahiş şeyleri, iğrenç şeyleri ve zulmü yasaklar. Size öğüt veriyor ki hatırlayasınız.' Bizler herşeyden önce insanız ve en değerli olarak yaratılmışız. Bununla beraber Allah bizlerin omuzuna bir yük yüklemiştir. İkinci bir husus Allah bizleri kabileler şeklinde yaratmıştır, birbirimizle savaşmamız için değil. Nitekim İslam coğrafyalarında, Ortadoğu'da yaşananlar bunun inkarındandır. Daha önceleri bizler 'Kart-Kurt' olarak tanınan dağ insanlarıydık. Şimdi ise birbirimizi tanıyoruz. İşte biz inkarın değil, bu tanışıklığımızın artmasını istiyoruz. Bizler Kürdü, Türkü, Arabı, Azerisiyle biriz. 'Bir Türk dünyaya bedeldir' veya 'bir Kürt dünyaya bedeldir' demiyelim. Kişinin ben falan aşirettenim demesi problem değildir."

Temel, "Burada aşiret liderlerinden bir ricam olacak ki nitekim her çoban kendi sürüsünden mesuldür. Herkes evinin önünü temizlesin. Yani her aşiret kendine göre ayrı bir örneklik teşkil etsin, aşiret içerisinde kavga gürültü olmasın, barış ve sükûnet olsun. Biz aşiretler ilk olarak kendi hanemizi, sonrasında çevremizi düzeltmemiz lazım. Buraya katılanların çoğunu tanırım ki sulh ve barış törenlerine öncülük eden kimselersiniz. Hatta şunu diyebilirim ki sizin elinizde olan barış dosyaları bugün mahkeme arşivlerinde dahi yok. Bugün mahkeme salonlarında 50 yıldır devam eden arazi davaları var. Ama sizler alimlerinizle, şeyhlerinizle, öncülerinizle meseleleri aranızda çözebilir, fikir birliği sağlayabilirsiniz." dedi.

Program'da söz alan Metina, Şahina, Dumiliya gibi aşiretlerin ileri gelenleri, toplantıya ilişkin dilek ve temennilerini dile getirdi.

Program Molla Vahdettin Kaya'nın yaptığı dua ve toplu foto çekimi ile sona erdi.

Kaynak: İLKHA