Yaşanan katliamın görgü tanıklarından B.G., o tarihte 11 yaşındaydı. Hala katliamın etkisinden çıkamayan ve katliamın ardından köyü terk ederek İstanbul'da yaşayan B.G., katliamla ilgili bilinmeyenleri anlattı. Katliamdan önce PKK gerillalarıyla askerler arasında bir çatışma yaşandığını ve köyün ablukaya alındığını söyleyen B.G., 'Askerler katliam yapmaya gelmişti. Köylüleri 'Teröristlerin yerini söyleyeceksiniz' diyerek, işkenceden geçiriyorlardı. Önce köylüleri toplayıp üzerlerinden tankla geçmek istediler. Ancak o dönem köylüler Ankara ile irtibata geçti ve bu planlarını hayata geçiremediler. Eğer bunu yapabilselerdi o gün yüzlerce insan katledilecekti' diye konuştu.

Her yerde ceset kokusu

Bir gün köyün üstünde dumanların yükseldiğini gördüğünü söyleyen B.G., 'Cumartesi ya da pazar günüydü. Yanan eve doğru gittiğimizde her yerde ceset kokusu vardı' dedi. Olay yerine gittiğinde köylülerden; özel timlerin, Ögüt ailesinin yaşadığı evin önünden geçerken, çocuklardan birisinin onlara doğru zafer işareti yaptığını, bunun üzerine özel timlerin de 'bu evde terörist var' diyerek evi ateşe verdiğini öğreniyor.

Kundaktaki bebeği fırlatıyor

Aile bireylerinin dışarı çıkmasına izin vermediklerini sözlerine ekleyen B.G. şunları kaydetti: 'Nasır Öğüt kundaktaki bebeğin kurtulması için onu pencereden dışarı fırlatıyor ama özel timler bebeği bir daha tutup içeri atıyorlar. Nasır Öğüt'ün eşi hamileydi. O da karnındaki çocukla birlikte yanarak öldü.' B.G., asker ve özel timlerin aileye ait ahırı içindeki hayvanlarla birlikte yaktığını da kaydetti. Katliamın üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen, hala etkisini üzerinden atamadığını da ekleyen B.G., 'Bize bu zulmü yapanları asla affetmeyeceğim' dedi.
Editör: Haber Merkezi