İlçe, Cumhuriyet'in ilanından sonra 1959 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.
İlçenin tarihinde yer alan önemli isimlerden biri, yazar Server Tanilli'nin babası olan ilk nahiye müdürlerindendir.
İlçenin adı, mezarlık üstündeki Harabeler bölgesindeki su kaynaklarının yetersizliği nedeniyle "Susuz" olarak değiştirilmiştir. İlçenin ismi, içerdiği "susuzluk" anlamına rağmen yeşil ve sulak çayırlarıyla ünlüdür.
Cılavuzdere bölgesinde yapılan araştırmalarda, ilçenin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu gösteren Alt Paleolitik Çağ'a ait kalıntılara rastlanmıştır. Bu, yöre tarihinin oldukça eskiye dayandığını göstermektedir.
Tarihi olarak Kars ile aynı döneme uzanan ilçe, MÖ 9. yüzyılda Urartu egemenliği altına girmiştir. Daha sonra farklı medeniyetlerin etkisi altına girmiştir, bunlar arasında Roma, Bizans, Moğollar, Selçuklular, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlılar bulunmaktadır.
- yüzyılda Rus işgalleri ve kuşatmaları ile karşılaşan ilçe, 1876'da Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında tekrar Osmanlı İmparatorluğu'na katılmıştır.
I. Dünya Savaşı sırasında Rusya'nın ilerleyişi sırasında tekrar Rus işgali altına girmiş, ancak Rus Devrimi sonrasında bölge 1920'de işgalden kurtarılmıştır.
Coğrafya:
Susuz, Kuzeydoğu Anadolu'nun yüksek yaylalarının eteğine kurulmuş bir vadi ilçesidir.
Kars il merkezinin 23 km kuzeyindedir ve Arpaçay Nehri ile çevrilidir.
İlçenin coğrafi yapısı çayırlar ve meralarla kaplıdır. Toplam alanın %43'ü bu çayır ve meralardan oluşur.
Batı ve kuzeyde yüksek Kısır Dağı ile çevrilidir. İlçenin içinden Susuz Deresi geçer, bu dere vadiyi oluşturur ve çayırlarla çevrilidir.
İlçenin güney kısmı Kars Çayı ile sınırlanırken doğuda Arpaçay ve Akyaka düzlüklerine uzanır.
Coğrafi olarak Susuz, yeşil ve sulak çayırlarıyla ünlüdür.
Bu bilgilerle birlikte Susuz ilçesinin tarih, coğrafya ve özellikleri hakkında genel bir bilgi sunulmuştur. İlçenin tarihi derinlik taşırken doğal güzellikleriyle de dikkat çekmektedir.
