Orhan GÖKTAŞ

Orhan Göktaş 1969 doğumlu olup Ahlat Doğumludur. Fırat Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi mezunu olduğunu dile getiren Göktaş, Adana'da metal teknolojisi öğretmenliği yapmaktadır. BİDER (Bitlisliler Eğitim ve Kültür Derneği) başkanıdır.

SOMA İZLENİMLERİM 1

Soma’ya Adana şube başkanlığını yaptığım MAZLUMDER adına facia ile ilgili “İzleme ve Raporlama Heyeti” ile beraber çalışmak üzere gittim.

A
a

Bu çalışmaya İstanbul’dan, İstanbul Şube Başkanı Cüneyt  Sarıyaşar  başkanlığında içerisinde iş güvenliği uzmanları, mühendisler, teknik elemanlar, sosyologlar, akademisyenler ve basın mensuplarından oluşan yaklaşık kırk kişi, Ankara Şube Başkanı Mehmet Can Çağlayan ve bir grup, İzmir Şube Başkanı Süphan Erkan ve bir grup, Bursa Şube Başkanı Şakir Çalışkan ve bir grup olmak üzere ortalama elli kişi katıldı.

Amacımızı, gerekli araştırma ve incelemeleri yaparak, “hakikati ortaya çıkarmak” olarak özetleye biliriz.
Buluşma ve toplanma yerimiz Soma Ulu Camisi yanındaki aile çay bahçesiydi. İlk Toplantıda kısa bir bilgilendirmenin ardından ekipler oluşturuldu. Teknik ekip, STK’lerle görüşme, resmi kurumlarla görüşme ve aileleri ziyaret ekibi olmak üzere dört ekip oluşturuldu. Ekipler kendi aralarında çalışmalarını organize etmek üzere ayrıldılar.

Ben iş güvenliği uzmanı olduğum için teknik ekipte yer aldım. Teknik ekibin sorumluluğu bana verildi.  Ekibimiz iş güvenliği uzmanı, mühendis, teknik eleman ve daha önce tecrübesi olan basın mensuplarından oluşturuldu. Biz yapacağımız incelemeyi üç başlığa ayırdık: olay öncesi iş sağlığı güvenliği ve işçi sağlığı açısından yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmadığı, facia olduğu sırada atılması gereken adımların atılıp atılmadığı, facia olduktan sonra kurtarma çalışmalarının ne şekilde yapıldığı.  Olay yerine gidip gerekli incelemeleri yaparak, görüşebileceğimiz kadar ilgili kişi ile görüşüp bilgi toplayacaktık. Bize, İstanbul şubesinin daha önce irtibat kurduğu ve Soma’da yıllarca madenlerde çalışmış bir maden mühendisi rehberlik edecekti.

Facianın olduğu madene doğru teknik ekip olarak araçlarla hareket ettik, belli bir noktada asker yolu kapatmış, gelen araçların bir kısmının geçişine izin veriyor bir kısmına izin vermiyordu.  Beşiktaş taraftarına ait otobüsler ve değişik şehirlerden gelen otobüs, minibüs ve otomobil sağlı sollu yol kenarında bekletiliyor ya da geri çevriliyordu.
Bize de sadece basın mensubu ve izinli kişileri aldıklarını söyleyerek geri dönmemizi istediler. Yanımızdaki basın mensubu arkadaşlar ile beraber bir kısmımız içeri girebildi. Diğer arkadaşlarımız da AFAD görevlileri ile uzun uğraşlar sonucu  görüşmemiz neticesinde içeri alındı.

Bendeki ilk intiba, devlet kurumlarının olaya hakim olduğu, çalışmaların sağlıklı yapılabilmesi için gerekli ortamın oluşturulduğu şeklinde oldu. Asker üç aşamalı bir kontrol noktası kurmuş, AFAD görevlileri ile koordineli çalışıyor onların izin verdikleri içeri alınıyor izin vermedikleri alınmıyordu. Basın mensupları belli bir noktaya kadar yaklaştırılıyor, yardım kuruluşları kendilerine verilmiş yerlerde hizmet veriyor, kurtarma ekipleri ilk yardım ekipleri, sağlık çalışanları v.s hepsi bir düzen içerisinde çalışıyordu.

AFAD “Mobil Koordinasyon Merkezi”ni  büyük bir tır dorsesine kurmuş. Olaya hakim bir görüntü veriyor.  Kızılay, İHH, İyilikder gibi insani yardım kuruluşları çadırlarını kurmuş, orada bulunan herkesin yiyecek ve içecek ihtiyacını eksiksiz hatta fazlasıyla karşılıyordu ve çalışma düzenleri oldukça iyiydi.

Maden ocağının içerisine girme imkanımız olmadığı için orayı göremedim,  ancak çalışma dış çevresinin oldukça ilkel ve düzensiz olduğunu gördüm.  Alanda bulunan bir binada  “işyeri sağlık birimi”   tabelası ve yan taraftaki binanın üst katında “eğitim salonu”, “toplanma bölgesi” gibi tabelalar vardı. Bu durum işletmenin  “iş sağlığı ve güvenliği”  (İSG) mevzuatı açısından gerekli fiziki mekanları oluşturduğu anlamına geliyordu.

Lavabolara gitmek için girdiğim binanın içerisi de çok ilkel ve kötü görünüyordu. İşçilerin soyunma odalarını gördüğümde adeta kanım dondu, yan yana dizilmiş yüzlerce dolap, büyük bir koğuş içerisinde tavana asılı sepetler, yerler olabildiğince kirli, tuvaletlerin kapısı koğuşa açılıyor ve çok pis durumdaydı. Tuvaletlerin içi de oldukça kötü durumdaydı, kapalı bir tuvaleti hortum sokarak açmaya çalışan işçileri gördüm.

Hülasa bendeki ilk intiba olay yerinde devlet var, organizasyon mükemmel, çalışmaların yapılabilmesi için tüm şartlar oluşturulmuş ancak maden ocağının fiziki şartları çok kötü, kısacası içler acısı….

Vesselam

Resimlere ulaşmak için tıklayınız

arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.