DEM Bitlis Belediye
Losev

Mutki'de Toplu Mezarlarda 130 Kişiye Ait Cenaze!

Videoyu Aç Mutki'de Toplu Mezarlarda 130 Kişiye Ait Cenaze!
A
a

İHD tarafından Bitlis'te 2011 ile 2012 yılları arasında yapılan toplu mezar araştırması sonucu, 260 toplu mezarın yeri tespit edildi. Mutki ilçesinde farklı tarihlerde yaşamını yitiren PKK'li ve sivillere ait toplu mezarlarda ise, 130 kişiye ait kemiğin bulunduğunu tespit ettiklerini belirten İHD Bitlis Temsilcisi Hasan Ceylan, "Devlet, savaş suçunu dünya kamuoyuna lanse etmek istemediği için toplu mezarları açmıyor" dedi.

Serhat bölgesinde yıllardır yaşanan çatışmalarda yaşamını yitiren yüzlerce PKK'li operasyon bölgelerinde toplu şekilde toprağa verildi. Hiçbir dini vecibesi yerine getirilmeden kimileri dağlarda toplu olarak gömülen PKK'lilerden kimileri ise getirildikleri il ve ilçelerde belediyelere ait kepçelerin açtığı çukurlara toplu olarak defnedildi. Bitlis'in Mutki ilçesinde 5 Ocak 2011 tarihinde Mutki Jandarma Komutanlığı alanında yapılan kazılarda 9'u sivil, 12 kişiye ait kemiklere ulaşılmasının ardından, ikinci nokta olan çöplük alandaki kazılarda da 8 kişiye ait kemikler bulundu. Bunların 6'sının kemikleri toplanırken, geriye kalan 2 kişinin kemikleri ise çıkarılmadı. Çıkarılan kemikler, ölen kişilerin kimlikleri belirlenemediği gerekçesiyle tekrar aynı yerde toprağa verildi. DİHA'ya konuşan İHD Bitlis Temsilcisi Hasan Ceylan, 2011 ile 2012 yılları arasında toplu mezarlara ilişkin yaptıkları araştırmalarda şu ana kadar Bitlis'te 260 toplu mezar tespit ettiklerini söyledi.

Mutki'de farklı toplu mezarlarda 130 cenaze

Ceylan'ın verdiği bilgilere göre, sadece Mutki'de bulunan toplu mezarlar da 130 cenaze bulunuyor. Ceylan, söz konusu cenazelerin gömüldüğü toplu mezarları şöyle sıraladı: "2004-2005 yılları arasında Merkok Tepesi'nde çıkan çatışmada yaşamını yitiren 3 PKK'li buraya gömüldü. 1995-1996 yılları arasında polis tarafından katledilen Kurtalan nüfusuna kayıtlı bir kişinin cenazesi Kerp köyüne defnedildi. 1993-1994 yılları arasında ilçede Vâre Himode olarak adlandırılan yerde 9 PKK'linin cenazesi buraya defnedildi. Mutki'den Kavakbaşı beldesine doğru giden yolda bulunan bir köprüye yakın bir yerde 13 PKK'linin cenazesi buraya defnedildi. Cenazelerin bulunduğu yerin üzerine İntel Yapı Şirketi tarafından karayollarına ait hafriyatın dökülmesinden dolayı cenazeler hafriyat altında bulunmaktadır. Senesor olarak bilinen köyün kırsalında 19 PKK'linin cenazesi buraya defnedildi. Mutki Jandarma Alay Komutanlığı bahçesinde çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren 22 PKK'linin cenazesi buraya gömüldü. Yine Meydan Karakolu içerisinde 4 ayrı noktada 8 PKK'linin cenazesi bulunmaktadır. 1990 yıllarında çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren 27 PKK'linin cenazesi Mereto dağında defnedilmiş. Yine İkizler (Deresip) köyünde 4'ü PKK'li, 4'ü ise Haskay (Kızank) köyünde oturan bir aileye ait olan cenazeler buraya defnedildi. Salman köyü İçxanan mezrasında yaşlı bir kişi tarafından gömülen 2 PKK'li cenazesi bulunmaktadır. Eski ismi Ahsa yeni ismi Üstyayla Nazgıran kırsalında sığınakta katledilen 18 PKK'linin cenazesi bulunmaktadır."

İnsan kemiği yerine hayvan kemiği!

2011 yılında Mutki Jandarma Karakolu içerisinde bulunan elektrik trafosunun yanında bulunan beyaz bir taşın yanında 4 kişiye ait kemiğin bulunduğuna ilişkin görgü tanığının beyanda bulunması üzerine savcılığa başvurduklarını belirten Ceylan, "Görgü tanığı kepçe operatörüydü. Jandarma, fırtına ve tipinin olduğu bir günde bizim iddia ettiğimiz yerde kazı yaptı. Kazıyı gören Mutkililerin bize haber vermesi üzerine biz de oraya gittik. Yetkililere sorduğumuzda bize 'Mevzi değiştiriyoruz, onun için kazı yapıyoruz' denildi. Ancak, o fırtınalı günde mevzi mi değiştirilir. Sanki Mutki düşman işgalinden kurtaracaklar. Kazı yapılan yerde çıkarılan insan kemikleri yerine hayvan kemikleri konulup hastaneye gönderildi. Ve o kemikleri hayvan kemikleri olarak kamuoyuna lanse ettiler" diye konuştu.

'PKK'lilerin cenazelerine işkence yapıldı'

Katledilen PKK'lilerin genellikle çöpün döküldüğü alanlara toplu bir şekilde bir defnedildiğini aktaran Ceylan, "Devlet öldürmesine rağmen içleri rahat etmiyor. İntikam almak adına ve içlerinin daha rahat olması gerekçesiyle cesetleri çöplüğe defnediyor. Devlet bilinçli olarak cesetleri çöplüğe defnetti. Onlara göre en uygun yer çöplükmüş" değerlendirmesinde bulundu. Katledilen PKK'lilerin cenazeleri üzerinde işkence izlerine de rastladıklarını ifade eden Ceylan, "Toplu mezarlardan çıkardığımız cesetlerden arta kalan sadece kemiklerdir. 90'lı yıllarda cenazelere gittiğimiz zaman kimi cenazelerin panzerlerin arkasına bağlanarak cesetleri tahrip ediliyordu. Bazen de cesetlerin üzerine köpekleri bırakarak cesetler tahrip ediliyordu" diye konuştu.

'Devlet bölgede savaş suçu işlemiştir'

Türkiye'nin 1948 yılında savaş suçu işlemeyeceğine dair uluslararası sözleşmeyi imzaladığını, ancak bölgede yaşanan kirli savaş sonucu devletin savaş suçu işlemesinden dolayı toplu mezarları açmak istemediğini vurgulayan Ceylan, "Devlet, PKK'yi 'terörist' olarak lanse ediyor. Ancak, devlet bunun bir halk hareketi olduğunu çok iyi biliyor. Devlet bu coğrafyada yaşattığı kirli savaş sonucunda burada savaş suçu işlemiş. Bunun için de katlettiği cesetleri alanlarda bıraktı. Devlet işlediği savaş suçunu dünya kamuoyuna lanse etmek istemediği için toplu mezarları açmıyor" diye belirtti. Toplu mezarların açılması gerektiği ve işlenen savaş suçunun faillerin de cezalandırması gerektiğini ifade eden Ceylan, "Gönül isterdi ki devletin nasıl savaş suçu işlediği resmi tutanaklara geçsin. Fakat devlet hesap verme niyetinde değil. Devlet savaş suçu işlemiş ve hesap verme niyetinde olmadığı için hala kemiklerden intikam almak istiyor. İnsan hakları savunucusu olarak da her zaman bunun peşinde olacağız" diye konuştu.

'Devlet toplu mezarların açılmasında samimi değil'

Tespit edilen yeni toplu mezarlara ilişkin çalışma yürüteceklerini ifade eden Ceylan, "Bize gelen bilgilere önce değerlendiriyoruz. Toplu mezarların olduğu yerlere gidip keşif yapıyoruz. Toplu mezar olduğuna kanaat getirdiğimizde ise savcılığa toplu mezarın açılması için müracaatta bulunuyoruz. Fakat çoğu zaman müracaat etmemizin ardından devlet yetkilileri oraya gidip patika yolu adı altında yol açarak toplu mezarların olduğu yerleri yok ediyor. Bunun için bazı müracaatlarımızı durdurduk" dedi. Devletin toplu mezarların açılması konusunda samimi olmadığını vurgulayan Ceylan, "Eğer devlet samimi olmuş olsaydı bu toplu mezarlar devletin arşivlerinde var. Hakikat komisyonu ve DNA bankası kurulmuş olsaydı şimdiye kadar bu toplu mezarlar açılmış olacaktı. Ve devlet kendi geçmişiyle yüzleşmiş olacaktı" diye konuştu.

'En büyük sahtekarlık Adli Tıp Kurumu'nda'

Demokratik çözüm sürecine değinen ve devletin kendi geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğinin altını çizen Ceylan, devlet kendi geçmişiyle yüzleştiği oranda halkın barış sürecine olan inancının artacağını ifade etti. Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasından dolayı toplu mezarların yeniden açılması için yetkili mahkemelere başvuruda bulunacaklarını belirten Ceylan, "Ancak, kemiklerin bir bütünen Adli Tıp'a gönderilmesi taraftarı değiliz. Çünkü Adil Tıp'a gönderilen 5 cenazemiz sivil kişilere ait olduğundan dolayı göndermiyorlar. Adli Tıp'ta daha önce çalışan uzmanlar bu kurumda yaşanan işleyişi bize anlattılar. Ve şu anda dönen en büyük sahtekarlık Adli Tıp Kurumu'dur" dedi. Toplu mezarların tespit edilmesi için yaptıkları çalışmada devletin ciddi bir engel çıkarmadığını aktaran Ceylan, ancak son bir buçuk yıldır Bitlis'te görev yapan TEM Şube Müdürü'nün kendisini "kişiliksizleştirmek" adına çalışmalar yürüttüğünü sözlerine ekledi.

Kaynak : M. Şah Oruç / Bitlis / DİHA

Bunlar da İlginizi Çekebilir
arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.