Cizre hükümdarlarından Emir Abdal (Abdullah) oğlu Emir Zeynuddin zamanında hicri 854,miladi 1450/1451 yılında olay meydana gelmiştir.
''Benim bir elim adalet,bir elim de zulümdür''
''İşte Beko benim zulüm kolumdur ve her kapıya da bir köpek lazımdır'', diyerek Beko'yu kovmaz.
Beko bir gün Bey'e giderek Tacdin'in Zin'i kendi tarafından Mem'e verdiğini söyler.Buna kızan bey aslında Zin'i Mem'e vermeyi düşündüğü halde vermekten vazgeçer.Bu olaydan sonra Mem aracılarda eli boş döner.Aşk ateşi gençleri gün geçtikçe kavurur.Bey'in ava çıktığı bir zamanda Mem, Zin'i görmeye gider.Fakat bu sırada bey ve adamları ansızın çıkagelir.Bahçe kapısının açık olmasından kuşkulanan bey bir abaya sarılı şekilde Mem'i bahçesinde görür ve bahçesinde ne aradığını sorar.Bunun üzerine Mem; ''Beyim bilirsiniz ki ben hastayım,dolaşmaktaydım ve kendimi bir anda burada buldum der''. Abanın altından Zin'in kara saçlarını gören Tacdin evini boşaltarak ateşe verir.Böylece Bey ve diğerlerinin dikkatini çekerek Zin'in saklandığı yerden çıkışını sağlar.Arkadaşı için evini yakar ki buda inanılmaz bir dostluk örneğidir. Bey ile Mem arasında bir satranç yarışması düzenlenir.Bey kazandığı takdirde Mem'in herhangi bir dileğini yerine getireceği konusunda söz verir. İyi bir satranç oyuncusu olan Mem Bey'i ilk üç elde yener.Durum karşısında etekleri tutuşan Beko Bey'e yer değiştirmesini söyler ve Mem'i Zin'in odasının penceresine bakan tarafa doğru oturtur. Durum böyle olunca Mem oyuna adapte olamaz ve sonraki altı elde yenilir.
Bey Mem'e sevgilisinin kim olduğunu sorar ve onu getirteceğini söyler.Durumu fırsat bilen Beko lafını direk yapıştırır ve sevgilisinin dudağı benekli kara bir arap kızı olduğunu söyler. Bunun üzerine Mem şuurunu kaybederek sevgilisinin çok güzel,soylu bir aile kızı olduğunu söyler ve ağzından bilindiği halde saklamaya çalıştığı Zin'in ismini kaçırır.Duruma sinirlenen bey Mem'e karşı ölüm emrini verir fakat Orada bulunan Tacdin ve kardeşleri buna engel olur. Bunun üzerine Mem zindana gönderilir. Beko Bey'e Mem'den kurtuluşun ancak onun ölümüyle gerçekleşeceğini ve bunu da onu zehirleyerek yapmasını söyler.Ancak bey bunu dini tarafından dolayı onaylamaz.Bunun üzerine Beko, Zin'i zindana göndermesini zaten Mem'in onu görünce aşkından öleceğini ve kalbinin dayanamayacağını söyler. Bey bu fikri gerçekleştirmek için daha evvel hiç gitmediği Zin'in odasına gider. Daha önce Zin’le hiç konuşmadığı bu konuyu anlatınca Zin'in ağzından ve burnundan kanlar akmaya başlar.Bey bacısı üzerine ağlamaya başlar ve ne tür bir hataya düştüğünü anlar. Bacısına evlilik iznini verir. Ancak Kız zindana varınca kapı önündeki bekçilerden onun daha düne kadar aralarında olduğunu fakat Mem'in sonradan kendini kaybettiğini öğrenir. Zin Mem'i dürterek kalkmasını söyler. Mem''sen beni görmek için değil tatlı canımı almak için gelmişsin''der. Zin ona Bey'in izin verdiğini söyler.Fakat Mem ''ölümü olan bey bey değildir.Biz beylerbeyinin huzuruna çıktık'' der ve ölür. Ölüm haberini alan Tacdin Beko'yu öldürür.Mem'in ölümüne dayanamayan Zin'de ölür.Zin'in isteği ile Beko'yuda onların başucuna gömerler...
Hikaye'nin iki ciltlik bir kitabı (Yazarı:Ahmede Xani'dir), bunun yanında kürt kültürünü çok iyi tanıtan bir de filmi bulunmaktadır. Başrollerde Füsun Demirel ve Halil Ergün gibi tanınmış isimler rol almıştır. Müziklerini Mazlum çimen yapmıştır.Seyretmeyenlere şiddetle tavsiye ederim.Herkesin bilmesi gereken ve hatta çocuklarıyla paylaşacağı hoş bir hikaye olacaktır.Halk hikayelerini biliriz genelde destansı özellikleri ağır basar ama Mem-u Zin destandan Romana geçişin belirgin bir örneğidir. Mezarları Cizre Abdaliye medresesinin idare odalarının altında güney doğu bölümündeki bodrumdadır ve buraya her yıl akın akın ziyaretler gelir.