Mahmut TOPRAK / Muhammed ÇALIŞKAN

MAHMUT TOPRAK 1 Aralık 1992 yılında Ş.urfa’da doğdu ilk, orta ve lise eğitimini Ş.URFA da tamamladı. 2011 yılında Bitlis Eren Üniversitesi sağlık yüksekokulunu kazandı, halen Bitlis Eren Üniversitesi 4.sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir… MUHAMMED ÇALIŞKAN 5 Ocak 1993 yılında Ş.urfa’da doğdu ilk, orta ve lise eğitimini Ş.URFA da tamamladı. 2011 yılında Bitlis Eren Üniversitesi sağlık yüksekokulunu kazandı, halen Bitlis Eren Üniversitesi 4.sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatına devam etmektedir…

KÜRDİSTAN, İŞİD(DEAŞ), ORTADOĞU MANEVRASI

Ortadoğu eksenli politikalar ışığında Arap baharını değerlendirmek kolay değildir. Olaylara geniş perspektiften bakmadığımız zaman, Ortadoğu’yu yanlış anlarız.

A
a

Zira 2010 yılında fitilinin Tunus’ta ateşlendiği ve bütün Ortadoğu coğrafyasını etkileyen savaş ve birer birer patlak veren durum adeta yeni bir Ortadoğu dizaynı meydana getirmiş olup buda emperyalist güçlerin kendi kartlarını kullanmalarını doğurmuştur.

Ortadoğu’yu dört arkaik plan  üzerinden dizayn etmek istiyorlar

1-İslamın yeniden yorumlanması İslami reformasyon

2-yer altı kaynaklarının paylaşımı petrol

3-Yeni bir sosyolojik yönetim hiyerarşisi


4-mezhepsel bölünmüş topraklar

 Ortadoğu’da,  dinsel ve mezhepsel çatışma çıkartılarak işid(deaş) örgütünü piyasaya süren güçler adeta İslam’ı, işid üzerinden insanlara tanıtma eğiliminde bulunarak gerçek İslam’ın tasavvuru ile İslam’a darbe vurarak Kurân’i İslam’ın dışında bambaşka reformsal ve radikal bir din olarak gösterme eğilimde bulunup hakikatin özünü baypaas peşindeler. Hatırlayın  bir zamanlar el kaide üzerinden yürüttükleri İslami algı operasyonlarını  şimdi daha zalim ve daha radikal olan yeni bir örgüt üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Amaçları geçmişte olduğu gibi günümüzde de İslama fobi algısı oluşturup bu kavram üzerinden Avrupa ülkelerinde Müslüman insanlara yapılacak baskıyı arttırmak ve İslama fobi çalışması yürütün örgütlerin ellerine koz devşirmek. Charlie hebdo olayında da açıkça görmedik mi bunu ?

Meseleye diğer taraftan baktığımızda da benzeri sonuçlara varıyoruz. Irak, Suriye ve Libya fiilen çökmüş olmasına rağmen Batı dünyasının tepkisi oldukça sınırlı… Özellikle Amerikalıların açıklamalarında panik havasından eser yok… Hatta ABD kaynaklı yayın organlarında ara sıra “bu bizim savaşımız değil. Bırakalım Müslümanlar kendi aralarında çözsün” tarzında yazılar da çıkıyor. Nitekim IŞİD’le mücadelede halkı Müslüman devletlerin rolleri ilginç bir şekilde artıyor. Ürdün’ün Irak’ı bombalaması için pilotunun bir kafeste yakılması yetti. Kafeste yakılan pilot sayesinde hem İslam’ın ne kadar vahşi bir din olduğu propagandası dünyanın zihnine yerleştirilmiş oldu, hem de Ürdün’ün savaşa daha fazla yaklaşması sağlanmış oldu.

Bu yeni dizaynda Suudi Arabistan, diğer Körfez ülkeleri ev Türkiye’yi dengede arzu ettikleri yere sokmak için kullandıkları ülke ise İran ve Şii dünyası… Irak şimdiden İran’a teslim edilmiş durumda. Iraklı askerleri İranlı komutanlar idare ediyor.

Tüm bunları söylerken elbette IŞİD’i şu devlet veya bu devlet kurdurdu demiyoruz. İslam dünyasının iç sorunları, özellikle eğitimsizlik ve şuur eksikliği de gelinen noktada etkili olmuştur. Ancak ortada ciddi bir yönlendirmenin olduğu da açık… Ayrıca belli ülkelerin IŞİD ile bağlantılarındaki tuhaflık da her türlü komplo teorisine meşru zemin hazırlıyor…   

Ortadoğu’nun Mısır üzerinden sisi kartını kullanarak yer altı zenginliklerini istedikleri şekilsel hiyerarşiyi kullanıp yeniden yeni ülke sınırları ile sömürgelerine yeni boyut kazandırmak istiyorlar. Sosyolojik yapıyı ve Ortadoğu yönetimlerini kendi güdümlerinde kontrol etmek ve istedikleri şekillere büründürmek için bazı paralel yapı ve kişileri yönetime jakoben olarak entegre etmek istiyorlar bop, medeniyetler itifakı ve ılımlı İslam projeleri ile ayar vermek istedikleri yeni bir hiyerarşi sömürgelerin devamını isteyerek Ortadoğu’da şiddetli çatışmaları körüklüyorlar. ÖZELLİKLE kendilerine malzeme olarak kullanacakları Kürdistan coğrafyası üzerinden kendilerinin istediği ve kendi himayeleri altında bir Kürdistan hedeflemektedirler çünkü biliyorlar ki Kürtler canları pahasına savaşırlar. Özelliklede uluslararası arenada son yıllarda zaferler elde eden Kürt kuvvetleri onların iştahını kabartmakta. Son haftalarda da ABD, İsrail bürokrasisi yeni Kürdistan  söylemleri ve haritaları  dillendiriyorlar. Eminiz ki Kürt halkı ve halk önderleri bu oyunu bozacaktır . Aslında şu dört Müslüman ülke olan  Türkiye, Irak, Suriye, İran, İslam’ın tanıdığı hakları teslim etmiş olsalardı ve islam’i bir konsensüs için gerekli koşulları sağlasalardı  şimdi emperyal güçler bu vaatleri ve hareketleri zor yaparlardı.

 Kürdistan coğrafyasında  olmak üzere Ortadoğu’da bedel ödeyen ve hiçbir sömürgeci gücü barındırmayacak, ittihadı İslam üzere Arap, Kürt, Türk ve diğer etnik unsurların yeni bir Ortadoğu stratejisi geliştirmek zorundalar. Herkesin inancında hür ve dillerinde kültürlerinde diğer etnik unsurları rahatsız etmeden kendi yaşamlarını kullanmaları gerekmektedir. BM(birleşmiş milletler ) AB (Avrupa birliği ) ve NATO  gibi kuruluşlar.  Mossad, CIA, BND, MI6 gibi istihbarat örgütlerinin   kan kusan sömürgeci ve oyun kurucu  yapıların Ortadoğu ya ayar vermesini önleyerek. Ortadoğu’yu ancak Ortadoğu halkaları çizer fikriyatı öne çıkarılmalıdır. Kürtlere yeni statü gösteren ve ABD’nin  haritalar çıkararak önümüze Kürdistanı çıkarması Kürtleri çok sevmesinden mi?  Yoksa gerçekten Kürtler için statü istemesi mi yoksa başka niyetleri mi var görmek lazım…son gelişmelere baktığımız zaman şii güçlerin Irak’da güç gösterileri ile Husi, Ensarullah hareketinin yemendeki darbesi  Sünnilerin tahakkümlerini kırarak kendi tahakkümlerini istemekteler  buda yeni mezhep savaşlarını körükleyecektir. Buda emperyalizmin yeni oyun kurallarıdır…  Bunun öncesinden görülmesi gereken Avrupa ABD ve diğer emperyalist güçlerin yapmak istedikleri. İşte bu daha çok Ortadoğu insanlarını bilinçlendirecektir yıllardır sömürdükleri coğrafyayı yani bizleri yeniden dirilişin ve halkların kardeşliği ile yeni bir Ortadoğu kurmamızdan geçiyor, yada sömürülerek savaş içiresinde, düşmanlık üzere hayatımıza devam edeceğiz… ideolojik partizanlık ,tröllük ,  hamasetçilik ve   klavye kahramanlığını bırakmadığımız müddetçe varabileceğimiz bir zafer yoktur . Kardeşliğin ve hakikatin önünü açan hamleler yapalım  ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılalım bu yolun sonu ya hepimiz ya hiçbirimiz olacaktır…

NOT: Fe inne maal usri yusra (artık şüphe yokki her güçlükle beraber bir kolaylık vardır ) inşirah/5


arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.