Olay, 18 Aralık’ta meydana geldi. Barış Mahallesi’ndeki lojmanda Gülhan Börülce’den haber alamayan yakınları durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Adrese sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Eve giren ekipler, Gülhan Börülce'nin bıçaklanarak öldürüldüğünü belirledi. Polis ekiplerinin olay yerindeki incelemesinin ardından Börülce’nin cenazesi, otopsi için Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna götürüldü. Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olaya ilişkin soruşturma başlatılırken, kadının eşinin ise Irak’ta askeri personel olduğu öğrenildi.
Börülce'nin cenazesi yapılan otopsinin ardından Ankara'ya götürüldü. Karşıyaka Mezarlığı'ndaki cenazede, Gülhan Börülce'nin olay sırasında yurt dışında görevde olan asker eşi ile çocukları ve yakınları yer aldı. Ahmet Efendi Camisi'ndeki cenaze namazının ardından Gülhan Börülce'nin cenazesi, gözyaşları arasında toprağa verildi.
KATİL KOMŞU ÇİFT ÇIKTI
Yürütülen soruşturma kapsamında üst komşuları Ş.K. ve eşi F.K. gözaltına alındı. Ş.K. emniyetteki ifadesinde bir süredir yasa dışı bahis oynadığını yüksek miktarda para kaybettiğini belirterek, “Elimde avucumda ne varsa bu yolda heba olup gitti ancak bir türlü oynamaktan da vazgeçemedim. En son iki gün önce yine bahis oynadım. Şu an olsa yine oynarım. Bu bağımlılığım beni böyle bir cinayeti işleme düşüncesine itti. Gülhan Börülce'nin altınlarını olay tarihinden önce apartmana girip çıkarken birçok kez görmüştüm. Yaklaşık bir aydır Gülhan Börülce'yi öldürmeyi ve kolundaki bileziklerini almayı düşünüyordum. Sabah eldivenlerimi takıp Gülhan Börülce'nin evinin önüne gittim. Kapıyı çaldım, bir bahaneyle içeriye girmeye çalıştım. Gülhan Börülce’nin boğazını sıkmaya başladım. Yaklaşık 2-3 dakika boyunca boğuştuk, sonra mutfağa gittim, bıçak aldım. Karnına saplamaya başladım. Bıçağı üzerinde bıraktım, sağ kolundaki bilezikleri alarak cebime koydum. Gülhan'ın boynunda altın zincir ve kulağında küpeler olduğunu gördüm ancak onları almadım. Sonra evden çıktım, bilezikleri bindiğim aracın orta kolçağına koydum ve görev yerime gittim, kıyafetlerimi çıkararak, elimi, yüzümü yıkadım. Eldiveni boş arazinin üstüne koydum ve üzerini bir taşla kapattım. Daha sonra arabamla Lise Caddesi'ne gittim, aracımı otoparka park ettim. Kolçakta bulunan altınlardan 3'ünü aldım, bebeğime ait patiğin içerisine koydum. Altınları bir kuyumcuya verdim. Kuyumcu altınları alıp, 163 bin lira olarak hatırladığım parayı hesabıma gönderdi. Gülhan ile boğuştuğum esnada çenemde oluşan sıyrık izini kapatmak maksadıyla fondöten aldım. Hesabıma gelen paranın 85 bin lirasını aracımı aldığım galericiye borcumu kapatmak için gönderdim. Ardından bir kişiye 10 bin lira olan borcumu gönderdim. Ardından bir aile dostumuza borcum olan 15 bin lirayı gönderdim. Sonra aracıma yakıt aldım. Bunu da bu paradan ödedim. Bu sırada eşim aradı. Gülhan'a ulaşamadıklarını belirterek, kapıyı kırmam için çağırdı” dedi.
‘KALP MASAJI YAPTIM’
İfadesinde eşinin çağırmasıyla hemen lojmana gittiğini söyleyen Ş.K, “Gittiğimde kapının açılmış olduğunu gördüm. Komşumuz Gülhan'ı kontrol ederek, 'sanki nabız var gibi' dedi. Kalp masajı yapmaya başladım. Sağlık ekibi geldi, öldüğünü anlayınca müdahale etmeyi bıraktılar. Gülhan ablanın oğlunu dışarı çıkardım ve biraz gezdirdim. Hastanede kimlik tanığı olarak bulundum. Otopsi yapıldığı sırada Gülhan'ın eşi odaya giriş yaptı. Ayağa kalkarak kendisine sarıldım ve 'başımız sağ olsun' dedim. Kimlik tanığı olarak otopsi evraklarını imzaladım. Eşine teslim etmek üzere ölüm belgelerini katipten aldım ve evime gittim. Bir çıkış noktam olmadığını anlayınca her şeyi tüm gerçekliğiyle anlatmaya karar verdim. Pişmanım, üzerime atılı suçlamayı kabul ediyorum" ifadelerini kullandı.
Ş.K'nin eşi F.K. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen çift, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.






