Hınıs'ın tarihçesi Persler, Romalılar, Bizans İmparatorluğu ve diğer birçok medeniyetin egemenliği altında geçmiştir. Özellikle Bizans ve Persler arasında sürekli el değiştirerek sınır karakolu görevi görmüştür. Daha sonra Selçukluların ve ardından diğer Türk beyliklerinin hâkimiyetine girmiştir. Moğol istilası, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular gibi dönemin büyük güçlerinin egemenlikleri Hınıs'ın tarihine damgasını vurmuştur.
- yüzyılın sonlarına doğru Ruslar'ın bölgeye etkisi artmış ve Hınıs'ta silah ve mühimmatın nakli gibi olaylar yaşanmıştır. Ayrıca Ermeni isyan hareketleri ve çatışmalar da bu dönemde artmıştır.
Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte Hınıs, Erzurum iline bağlı bir ilçe haline gelmiştir. 1925 yılında il statüsünden ilçe statüsüne dönüştürülmüştür. Hınıs'ın çevresinde bulunan diğer ilçelerle sınırları yeniden çizilmiş ve bağımsız ilçe olarak yönetilmeye başlanmıştır.
Kültürel ve Coğrafi Özellikler
Hınıs, coğrafi olarak önemli doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Hınıs Kalesi, Hınıs Kanyonu, Kocasu Çayı, Hınıs Ovası, Aras Nehri ve Murat Nehri gibi doğal güzellikler ile tarihi yapılar ilçenin önemli turistik mekanlarıdır.
Ayrıca Hınıs'ın manevi yapısı da oldukça zengindir. Nakşibendi tarikatına mensup şeyhler ve öğrencileri ilçede önemli bir kültürel etki yaratmıştır. Hınıs'ta bulunan medrese ve tekke geleneği uzun yıllara dayanmaktadır.
Son yıllarda eğitim, sanat, kültür ve spor alanlarında gelişmeler yaşanmış, ilçede çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca Hınıs, çeşitli eğitim kurumlarına ev sahipliği yapmaktadır ve gençlerin eğitimleri için yurtlar bulunmaktadır.
Hınıs'ın coğrafi konumu, tarihi zenginliği ve kültürel mirası ilgi çekici kılmaktadır. Bu nedenle ilçe, hem yerel halk hem de turistler için önemli bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.