Şeyh Muhammed Maşuk El Haznevi Hazretlerinin hayatı kaleme alındı

Kategori: Okuyucudan - Tarih: 17 Nisan 2021 13:47
Şeyh Muhammed Maşuk El Haznevi Hazretlerinin hayatı kaleme alındı

Şeyh Muhammed Maşuk El-Haznevi; 25/01/1957 yılında Suriye’nin Kamışlı kazasına bağlı Tel-maruf köyünde dünyaya geldi. Babası Şeyh İzzeddin El-Haznevi’dir.

Şeyh Muhammed Maşuk El-Haznevi; 25/01/1957 yılında Suriye’nin Kamışlı kazasına bağlı Tel-maruf köyünde dünyaya geldi. Babası Şeyh İzzeddin El-Haznevi’dir. Dedesi ise Şah-ı Hazne lakabıyla bilinen Şeyh Ahmed El-Haznevi’dir.

Şeyh Muhammed Maşuk Hazretlerinin ilim yolculuğu 7 yaşında babası şeyh İzzeddin Hazretlerinin önderliğinde ve bölgenin önde gelen âlimlerin elinde dedesi Şeyh Ahmed ElHaznevi’nin Tel-maruf’ta kurduğu İslami İlimler Enstitüsü’nde başlamıştır. Birçok hocanın yanında ders almıştır, hocaları arasında Seyda molla Abdullah El Kartmini de vardı. 1974’te ortaokulu, 1977’de ise liseyi bitirdi. O zamanlar medreseleri henüz ülke dışında geçerli değildi. Medreseleri 1995 yılında Mısır’da bulunan ve İslam alemi için büyük bir önem taşıyan ve en eski üniversitelerden olan El-Ezher Üniversitesi tarafından resmi olarak kabul edildi.

Dolayısıyla yurtdışında okuyabilmesi için Şam’da bulunan El Eminiye adıyla bilinen medreseye 1978 yılında başvurarak bir senede liseyi birincilikle bitirdi. Okulu da onu Suudi Arabistan’ın Medine-i Münevvere’de bulunan Elcamia El İslamiye üniversitesine gönderdi. 1984 yılında üniversiteyi bitirerek Suriye’ye döndü. Babası şeyh İzzeddin’nin irşad hizmetinde yardımcı olarak imam hatip ve vaaz görevlerinde bulundu.

Bunun yanı sıra hem Telmaruf’taki medresede hem de çeşitli bölgelerde dersler vermeye başladı. 1988 yılında, babasından ayrılmak zorunda kalarak Lübnan’da bulunan El-İmam El Evzai İslami İlimler fakültesinden “İslam’da Yaşam Güvencesi” konulu tezde master diploması aldı. Daha sonra Pakistan'ın Karaçi şehrinde bulunanİslami İlimler üniversitesinden “Mezhepler Arasında Fitnenin Rolü” konulu tezi üzerinde doktora diploması aldı. 1989 yılında Şah-ı Hazne’nin yeğeni ve halifelerinden Şeyh Abdurrezzak El-Haleli’ninhalifesi olan Şeyh Necmeddin El-Haznevi’den halifelik aldıktan sonra Suriye’nin İdlib iline giderek orada irşadını başlatmış oldu.

1992 senesinde babası şeyh İzzeddin El-Haznevi’nin vefatıyla birlikte Kamışlı kentine yerleşerek orada irşadını devam ettirdi.

2. Kişiliği:
Şeyh Muhammed Maşuk El-Haznevi Allah ve peygamber aşığı rabbani bir âlim idi, onun her İlim ve bilim dalına ilgisi vardı. Ona kim ne sorarsa sorsun cevaplayacak derecede bilgiliydi, güler yüzlü, cesur, adil ve bir o kadar da tevazu sahibiydi. İman, ihlas, muhabbet, hizmet, fedakârlık, yüce ahlak ve daha pek çok yüce meziyetler sahibi, hak ve hakikati savunan hep sırat-ı müstakim üzere yürüyen bir zat idi her kesimden insanların ona karşı ilgisi çoktu. Allah Teâlâ kendisini nurani bir çekicilik ile süslemişti.

Tedris ve İrşad Faaliyetleri :
Şeyh Muhammed Maşuk El-Haznevi’nin hayatı hep öğrenmek ve öğretmekle geçti. Kendini hep İlim talebesiyim diyerek tanıtırdı, 1977 senesinde babası Şeyh İzzeddin El-Haznevi Hazretlerinden İlim icazetini aldıktan sonra o zamanların kısıtlı şartlarından dolayı medresede yalnızca 4 müderris vardı, bu durumdan dolayı bir yandan kalan derslerini tamamlar, bir yandan da diğer talebelere öğrendiklerini öğretirdi.

Onun elinden binlerce talebe çıktı, 1989 yılında şeyh Necmeddin El-Haznevi’den halifelik alana kadar hem Haznevi İslami İlimler medresesinde hem de bölgenin çeşitli medreselerinde dersler verdi. Her cuma başka bir cami de hutbe verirdi. Halifelik aldıktan sonra da sürekli Suriye’nin farklı illerine ve Avrupa’nın bir çok kentine ve Türkiye’ye irşad amaçlı seferler düzenleyip camilerde, medreselerde vaaz ve irşad sohbetlerinde bulunurdu. Allah Teala’nın kendisine bahşetmiş olduğu bir yetenek sayesinde gittiği yerden insanları hidayete erdirmeden dönmezdi.

3. Fikri ve Menheci:
Şeyh Muhammed Maşuk El-Haznevi bir bilim öğrencisi ve İslami ilimlerde araştırmacıdır. Esas olarak dinden olmayan inançları dinden ayırt etmek, Rasullah’ın inanç, ibadet ve uygulamalarındaki sünnetini ihya etmek ve Allah tealanın dinini son peygamber Hz Muhammed ile kemale erdirdiği anlayışını pekiştirmek gibi konular üzerine çalışırdı.

Hep derdi ki; ‘Din tevkifidir. Üstüne ne eklenir ne azalır hatta üzerine eklenen onu eksik yapar.’ Yani Şeyh bundan dine eklenen sanki o eksik kalmışta eklemelere ihtiyaç varmış gibi bir noksanlık doğurur demek isterdi. Bundan dolayı o bidatlere sert bir şekilde karşı çıkmıştır. Ama aynı zamanda o yenilikçi bir âlimdi. Yenilikten kastı haşa dine eklemeler yapıp değişim oluşturmak değil aksine yıllar boyunca asıl cevher üzerine biriken tozu temizleyip dinin özünü çıkartmaktır. Onun amacı yıllar boyunca yapılan dini yorumların din sayılması dolayısıyla asıl özden uzaklaşıldığını göstermektir.

4. Eserleri:
1- İslam’da Yaşam Güvencesi (master tezi)
2- Mezhepler Arasında Fitnenin Rolü (doktora tezi)
3- Ve-Madat fi’zilalit-tevhid (Tevhid konusunda fikri aydınlatmalar)
4- Hutbe ve Vaaz kitabı (toplama)
5. Üyelikleri:
1- Bilimsel, sosyal, sağlık ve ulusal faaliyetler için Kamışlı'da kurduğu İslâmî İlimler Merkezi'ni
yönetiyor.
2- Kamışlı El-Birr İslami Camii'nde vaiz,
3- Kudüs Mütevelli Heyeti Üyesi, Beyrut,
4- Şam İslami İlimler Mütevelli Heyeti üyesi,
5- Suriye Ortak İslami-Hristiyan Çalışmaları Komitesi üyesi,
6- Yenilenen Yazarlar Derneği'nin kurucu üyesi,
7- Şam’daki İslami İlimler Merkezinin müdür yardımcısı, idi.
6. Vefatı:

Şeyh her daim dürüst ve korkusuz bir âlimdi. O dininin öğretilerini her daim çekinmeden söyler ve irşad ederdi. Kendisi zulme, haksızlığa, hırsızlık ve yolsuzluklara karşı sert bir dille eleştiri getirir ve bunun dinin görevi olduğunu söylerdi. Her mecliste ‘ben siyasetçi değilim ama dini görevimi yerine getiriyorum, ben şuan buradayım ve buradaki halkın dertlerini konuşuyor bu zulmü dile getiriyorum eğer Afrika’da olsam oradaki açlık probleminden ya da Çin’de yaşıyor olsaydım oradaki Müslüman Uygur kardeşlerimizin katledilmesinden söz ediyor olacaktım’. Bu fikirler ve Şeyhin duruşu sayesinde kısa süre içerisinde insanlarda bir bilinç uyandı ve etrafında binlerce insan toplanmaya başladı. Bu durum doğal olarak Suriye rejimi aleyhine oldu ve şeyh hazretleri gibi bir ışığı söndürmek istediler.

Defalarca tehdit ve tacizlerle yıldırma politikası uyguladılar ama şeyhin bunlarla durmadığını ve bildiği hak yolu irşada devam ettiğini görünce 10 Mayıs 2005 tarihinde kendisini, Şam’daki İslami İlimler Merkezi ofisine operasyon düzenleyerek kaçırdılar. 21 gün boyunca kendisinden hiçbir şekilde haber alınamadı. 1 Haziran 2005 tarihinde 47 yaşında yüksek dozlu kimyasal iğneler ve çeşitli işkencelere maruz kalarak şehit edildi.

Cenazesine yüzbinlerce insan akın etti. Kamışlı Kuddur Bek mezarlığında defnedildi.

Not : Burada yazılmış bütün yazılanlar Şeyh Muhammed Maşuk El Haznevi Hazretleri’nin Halifesi ve büyük oğlu Şeyh Muhammed Murad El Haznevi Hazretleri’nin şahsen kaleme aldığı yazılardır. ve Şeyh Muhammed Murad El Haznevi’nin kardeşi Ali El Haznevi tarafından derleyip toparlanmıştır.
 

https://www.bitlishaber13.net/haberprint/seyh-muhammed-masuk-el-haznevi-hazretlerinin-hayati-kaleme-alindi-24369.html