İz Bırakmayan Estetik

Estetik fikri bazılarımız için tatil planı yapmak gibi. Kendinizde rahatsızlık duyduğunuz ya da beğenmediğiniz yerleri belirleyip güvenebileceğiniz bir hekim bularak, gündelik ve sosyal hayatınızı organize ederek estetik yaptırıyorsunuz. Bazı insanlar ise kendilerinde beğeni duymadıkları konularla ilgili kolayca karar veremiyor. Ama her iki halde de, gerek kadınlar gerekse erkekler 'iz bırakmayan estetik' ten yana. Peki bu ne demek? Görünmeyen estetik olur mu diyebilirsiniz Görünmeyen estetik aslında sizin estetik olduğunuzun anlaşılmaması anlamına geldiği gibi, vücudun kıyafetlerle gizlenen bölümlerinde yapılan uygulamalarda bile 'az iz' bırakan yöntemlerin uygulanması anlamını taşıyor.

Göz kapaklarındaki gevşemeyi, sarkmayı engelleyen bir ameliyat, kemerli burun estetiği, meme estetiği, alın germe, karın ve yüz germe gibi konularda cerrahi uygulanıyorsa nasıl iz olmaz diye merak edebilirsiniz. Bu soruya açıklık ve dürüstlük içinde cevap vermek gerekirse hiç iz olmadan ameliyat mümkün değildir. Ameliyat sonuç olarak bir cerrahidir, eski görüntünün yerine yeni bir görüntü yaratabilmektir. Bu da sihirli bir değnekle gerçekleşmediğinden dolayı mutlaka bir iz olmalıdır. Ancak hastaların doktorlarından beklentisi, kendilerini kimse görmese bile mümkün olduğunca az izli yöntemlerin seçilmesidir. Çünkü insan önce aynanın karşısında kendisiyle başbaşa kalır ve bu görüntüyü sevmek güzeldir. 

Ünlü estetik cerrahlardan Nuri Soysal cevaplıyor, "Günümüzde sadece güzelleşmek, gençleşmek için yapılan estetik ameliyatlarda değil, mecburiyetler sonucunda yapılan cerrahi girişimlerde bile hastalar 'estetik dişik atar mısınız?', 'lütfen büyük yara izleri kalmasın, büyük izlerten kurtulmanın yolu yok mu?' diye soruyor. Cerrahi branşlar da hem hastaların iş ve sosyal hayatlarına kısa sürede geri dönebilmesi, ameliyat komplikasyonlarının, kanamaların, iltihaplı yaraların olmaması, aylarca yatak istirahatine mahkum olmanın, işten güçten kalmanın engellenmesi; kişinin günlük basit işlerini yapabilmesinin önünü açmak amacıyla endoskopik ve laparoskopik cerrahi yöntemler de bu isteklere paralel olarak gelişiyor elbette. "