Durer Eğitim Yöneticiliğini kaleme aldı

Kategori: Okuyucudan - Tarih: 20 Mayıs 2018 15:37
Durer Eğitim Yöneticiliğini kaleme aldı

Güzeldere Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Serdar Durer Eğitim Yöneticiliği başlıkla bir yazı kaleme aldı.

Öğretmenler öğrencilerin iyi bir eğitim alması için çaba harcarken, okul yöneticileri de öğretmen ve öğrenciye iyi bir eğitim ortamı hazırlamakla görevlendirilmişlerdir.

Okul müdürlerinin temsil etme, liderlik, kolaylaştırıcılık ve denetim gibi önemli görevleri bulunmaktadır. Yani okul müdürlüğü vazifesi ceberrut bir anlayışla baskı unsuru olmak yerine, öğretmenlerinin ve diğer personelin morali ve motivasyonu için, çareler arayan ve özelikle bu konuda kurumunu iyi bir noktaya taşıyan unsur haline gelmedikçe, başarısız olması kaçınılmazdır. Motivasyonu düşük bir öğretmen ve diğer personellerin bunu öğrenciye yansıtmaları muhtemel olup, öğrencinin okuluna aidiyet hissini sekteye uğratan en dikkat edilmesi gereken husus olarak da karşımıza çıkan bir durumdur. Öğrencinin bu durumunun aileye yansıması ve toplumun en küçük yapı taşı olan ailenden de bütün topluma, aynı moralsizlik yansıyacaktır. Morali, motivasyonu kötü bir toplumun yaratacağı kaotik durumu özetlemeye kalkarsak; etrafımızda suratsız insanların artması, güvensizlik, kıskançlık, şiddet yanlısı agresif tiplerin çoğalması vs. Tüm bu nedenler dairesinden baktığımız vakit, eğitim yöneticiliğinin ne kadar önemli olduğunu görmekte yarar var. Hatta bütün toplumu ilgilendiren ve basamak basamak bütün topluma yayılan bir realiteyi görmenin elzemliğine umarım dikkat çekebilmişimdir.

Eğitimin bütün yükü olmasa da, büyük kısmı öğretmenlerin omuzundadır. Öğretmen ne kadar güçlü olursa bu yükü o kadar rahat omuzlayabilir. Eğitimin amacı toplumun ihtiyacını karşılayacak kaliteli insan kaynağı yetiştirmektir. İnsan kaynağının yetiştirilmesinde eğitim yöneticileri ve öğretmenler en asli unsurlardır. Öğretmenlerimize daha çok değer vermemiz gerektiğinin altını çizmekte yarar görüyorum. Şu asla unutulmamalıdır; Öğretmen sadece abc’yi öğreten, işlem yaptıran, formül öğreten, tarih, coğrafya, edebiyat anlatan, sınıf geçiren ya da bırakan değildir. Öğretmenlik mesleği insana, hatta insanlığa şekil veren yüce bir meslektir. Unutulmamalıdır ki en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır. İnsanını doğru bir şekilde eğitemeyen toplumlar, bırakın ileriyi, önlerini dahi göremezler, üretemezler. Üretmeyen toplumlar, başkalarına uşaklık etmeye mahkumdurlar.

Fatih Sultan Mehmet’le ilgili, kısa bir anektodu sizlerle paylaşıp sözlerimi tamamlamak istiyorum.

Mehmet Sınıfta hiç akıllı durmaz, önünde oturan çocuklara kalem batırır, silgi fırlatır, bağırır çağırır, hocası Akşemsettin bir şey dediği zaman, sen kimsin ki bana bir şey diyorsun, padişahın oğluyum ben. Şeklinde öğretmenini tehdit ederdi.
 
Akşemsettin bu durumdan çok rahatsızdı, ama bir o kadarda çaresizdi. Sultan Murat’ın karşısına bu konu hakkında gitmekten utanıyordu. Padişaha çocuğunu şikâyet etmek düşüncesi aklına geldikçe vazgeçiyor, bu durum ona çok ağır geliyordu. Bir gün artık her şeyi göze alıp Padişahın huzuruna çıktı ve olanları ona utana, sıkıla anlattı. Sultan Murat durum karşısında bir müddet düşündü ve o müthiş planını Akşemsettin’in kulağına usulca açıkladı. Aman yarabbi bu ne plandı? Bu planı uygulamak mümkün değildi. Üç kıtaya hükmeden koca Osmanlı’nın Hünkârına bu yapılamazdı.

Akşemsettin plan konusundaki rahatsızlığını Sultan Murat’a ilettiyse de Sultan Murat onu dinlemedi ve bu iş olacak dedi. Ertesi gün yine ders ortamında ve yine Mehmet yaramazlık yapıyordu. Akşemsettin’in uyarısına yine aynı tehditkâr cevabını verdiği sırada Padişah ansızın sınıfa girdi. Bu olay karşısında Akşemsettin hiddetlenerek Padişaha bağırdı ve bir tokat atarak, bu şekilde sınıfa giremeyeceğini, izin istemesi gerektiğini söyleyerek derhal dışarı çıkmasını istedi. Padişah mahcup bir şekilde boynunu bükerek özür diledi ve dışarı çıktı. Olaylar karşısında Mehmet’in nutku tutulmuş ne yapacağını şaşırmıştı. Güvendiği babası tokat yemişti. Mehmet allak bullak olmuştu. Az sonra kapı vuruldu ve Padişah mahcup bir şekilde özür dileyerek içeri girdi. Planları muhteşem işlemişti. O günden sonra Mehmet asla yaramazlık yapmadı. Çünkü güvendiği dağlara kar yağmıştı.

İşte Akşemsettin’in kulağına fısıldanan muhteşem plan, işte çocuk eğitimi, işte onlar ve işte biz. Üç kıtaya hükmeden, koca Padişah sırf çocuğunun terbiyesi için gözünü bile kırpmadan tokat yemeyi göze almıştı. 

Sonra ne oldu? Mehmet, Sultan Mehmet oldu. Daha sonra da, henüz 21 yaşında iken İstanbul’u fethetti ve Fatih Sultan Mehmet oldu.

Her çocuk başarılıdır, her çocuk iyidir, her çocuk doğrudur, güzeldir. Yeter ki doğru eğitilsinler.

Sultan Murat’ın, Fatih Sultan Mehmet’in ve Öğretmenlerin atası Akşemsettin’in karşılarında eğiliyor, rahmet ve minnetle anıyorum.

 

https://www.bitlishaber13.net/haberprint/durer-egitim-yoneticiligini-kaleme-aldi-11437.html