Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Yazıcık köyünde ikamet eden Kazım Akan, gazilik unvanının geri alındığı iddiası üzerine Bitlis Haber aracılığıyla yetkililere seslendi.
Bitlis Haber mikrofonuna konuşan Akan, 1985 yılında başladığı koruculuk görevi sırasında 1994 yılında yol emniyeti görevinde bastığı mayın sonucu kendisinin ağır yaralandığını ve o esnada 2 şehit verdiklerini belirtti.
Maddi sıkıntılar yaşadığını kaydeden Akan, tedavi sürecinden sonra operasyonlara gitmeksizin karakolda görevine devam ettiğini ifade etti.
2008 yılında emekli olduğunu söyleyen Akan, yargı yoluna başvurması sonucu kendisine gazilik unvanının verildiğini belirtti. Ardından ‘rapor süresinin dolduğu’ gerekçesiyle unvanının alındığı iddia eden Akan, yargı yoluyla unvanının geri verildiğini belirterek, yeniden unvanının kendisinden geri alındığını iddia etti.
Gazilik unvanının vesilesiyle çocuğunun işe alındığının, gazilik unvanının alınmasıyla çocuğunun da işten çıkarıldığını iddia eden Akan, mağduriyetlerinin giderilmesini istedi.
Akan, “1985’te koruculuk görevine başladım. 1994’te yol emniyeti görevi esnasında mayına bastık. Mayın sonucunda 2 şehit oldu. Ben de ağır yaralandım. Beni Siirt Devlet Hastanesine sevk ettiler. Ağır yaralı olduğum için oradan Diyarbakır Dicle Hastanesine sevk ettiler. Orda tedavi oldum. Kendimi biraz toparladım. Tekrar geri geldim. Sosyal güvencem olmadığı için yeşil kartlı olduğum için hastanede özel bakmıyorlardı. Dönemin OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu tarafından tüm masraflarım karşılanarak tedavi oldum. Hastaneden sonra köye geldim. Oradaki karakol komutanlarımız dedi ki ‘sen artık dağa çıkamıyorsun, göreve çıkamıyorsun, karakolda yanımızda çalış’ dediler. 54 tane korucumuz vardı. Ben korucu başıydım. Orada korucuları yönlendiriyordum. Keşif gözetleme operasyonlara yönlendiriyordum. Ben ağır yaralı olduğum için gidemiyordum.” dedi.
2008’de emekli olduğunu belirten Akan, başvuru üzerine gazilik unvanını aldığını ve bu vesileyle çocuğunun da işe girdiğini belirterek, gazilik unvanının alınmasıyla hem kendisinin hem de çocuğunun mağdur edildiğini söyledi.
Açıklamasının devamında Akan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2008’de emeklilik hakkı geldi ve emekli oldum. Emekli olduktan sonra o tarihte gazilik ünvanı yoktu. Böyle bir yasa yoktu. O yasa çıkınca ben müracaat ettim. Böyle bir mazeretim var diye SGK’ya evraklarımı gönderdim. Beni hastaneye yönlendirdiler. Diyarbakır’daki tedavi belgelerim ile Tatvan Devlet Hastanesi’nde heyete girdikten sonra yüzde 56 engelli raporu verdiler. O raporu SGK’ya göndermem üzere unvan için red cevabı geldi. Bunun üzerine mecburen ben kalktım yargı yoluyla dava açtım. 1 buçuk yılın ardından ben bu hakkı aldım. Benim çocuğumda bu arada işe girdi. Tabi rapor süresi bitince dediler ‘raporun bitmiş.’ Bu hakkımı benden aldılar. Tekrar sevkli olarak Diyarbakır’a gönderdiler. Orada 2 sefer heyete girdim. Durum bildirir raporu istediler. Ben tekrardan yargı yoluyla o hakkı geri aldım. Aldıktan sonra çocuğum tekrar işe başladı. Tekrar bana ‘sen olaydan sonra 14 yıl çalışmışsın’ dediler. Ben dağa gidecek durumda değildim. Ben o zaman bıraksaydım çocuklarıma kim bakacaktı. Benim10 tane çocuğum vardı kim bakacaktı. Mecburen o zorluğu çektim. Allah devletimden razı olsun benim maaşımı verdi. Çocuklarıma baktım. 2 defa gazilik unvanımı aldıktan sonra benden geri alındı. Çocuğumda işten çıkarıldı. Bana gerekçe olarak 14 yıl çalıştığın için o şekilde malul olamasın dediler. Mağduriyetimin giderilmesini ve gazilik unvanının verilmesini istiyorum.” Diye konuştu.
Babasına gazilik unvanının verilmesi vesilesiyle işe alındığını belirten oğlu Cengiz Akan ise unvanın geri alınmasıyla işten çıkarıldığını söyledi. Cengiz Akan, mağdur olduğunu ifade ederek mağduriyetinin giderilmesi talep etti.