PKK Lideri ve devlet heyetiyle yaptıkları görüşmelerden sonra Kandil'e geçen HDP heyeti Türkiye'ye döndü. KCK Başkanlık Konseyi üyeleriyle 7 saat süren görüşmelerde, 'Çözüm süreci, Rojava ve Güney Kürdistan'a yönelik IŞİD saldırıları, Ulusal Birlik ve bölgesel gelişmeleri' değerlendiren HDP heyeti en kısa süre de İmralı'ya ziyarette bulunmak için başvuruda bulunacak. Heyet ayrıca bu hafta içinde devlet heyetiyle de biraraya gelerek, görüşmelerden edinilen son duruma ilişkin görüş alışverişinde bulunmak için girişimlerde bulunacak.

IŞİD Rojava'ya yönelik kapsamlı saldırı hazırlığında

Ziyaretlerini sadece Kandil ziyaretiyle sınırlı tutan ve Federe Kürdistan bölgesi yetkilileriyle herhangi bir temasta bulunmayan HDP heyeti görüşmelere ve izlenimlerine ilişkin DİHA'ya bilgi verdi. Heyet üyesi ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, yaptıkları uzun görüşmede bölgedeki gelişmeleri kapsamlı bir şekilde değerlendirdiklerini KCK yetkililerinin özellikle yaptıkları değerlendirmelerde IŞİD tehdidine dikkat çektiklerini ifade etti. Baluken, KCK yetkililerinin yaptıkları açıklamalarda, IŞİD'in özellikle Şengal, Rabia ve Cezaa bölgelerine yönelik yoğun saldırılarda bulunduğu ve Güney'de Şengal ve Rojava'da Rabia hattına yaptığı saldırılara o bölgeyi düşürmek istediğini bununla Güneydeki Kürtlerin kazanımlarını bertaraf etmeyi ve Rojava devrimini boğmayı amaçladıklarını paylaştıklarını dile getirdi. KCK yetkililerinin IŞİD'in Rojava'ya yönelik kapsamlı saldırılar gerçekleştirmek için hazırlık içinde olduğunu da kendileriyle paylaştıklarını belirten Baluken, aldığı bilgileri şöyle aktardı:

'Azaz bölgesine yönelik kapsamlı saldırılarla bir sonraki aşamada Afrin'e saldırmayı planladığını söylediler. IŞİD'in önümüzdeki günlerde Rojava'ya daha kapsamlı saldırı hazırlığı içinde olduğunu ifade ettiler. Bu saldırılara karşı büyük bir direnişin olduğunu ortaya koydular. Kürt haklının Ortadoğu'da insanlık suçu işleyen IŞİD çetelerine karşı tarihi bir duruşu sergilediğini ortaya koydular. IŞİD'in bu güne kadar bilinçli bir şekilde güçlendirildiğini, hem küresel hem de bölgesel devletler ve güçlerin verdiği desteklerle bu katliamların yapıldığını belirttiler. PKK'nin sadece Kürt halkı için değil insanlık onurunu kurtarmak için savaştığını belirttiler. Uluslararası camianın da bunun görmesi gerektiğini, bugüne kadar Êzidîlerin kurtarılmasında, gerekse de Güney ve Rojava'daki diğer hakların inançların kurtarılmasında, PKK'nin adeta tek başına hareket etmek zorunda kaldığını ifade ettiler. Uluslararası camianın insani yardımlar konusunda bile yetersiz kaldığı eleştirisinde bulundular. Şengal'deki çocukların susuzluktan dolayı ölmesinin yaşamlarını yitirmesinin Uluslararası kamuoyu için insanlık adına tarihe geçecek bir utanç olduğunu ifade ettiler.'

'Tehlike büyük Kürt partileri dar yaklaşımlarını terk etsin'

Yapılan görüşmelerde KCK yetkililerinin özellikle Kürtler açısından tehlikenin yakın ve büyük olduğuna işaret ettiklerini ve bunun karşısında tedbir almanın gerekliliğine işaret ederek bunun için, 'Askeri olarak ortak savunma birliği, siyasi olarak Kürt ulusal konferansı yapılmasının elzem olduğu' yönünde görüş bildirdiklerini söylediler. KCK yetkililerinin bu arayışına rağmen sorunların aşılmadığını belirten Baluken, KCK'nin özellikle Güney'deki siyasi oluşumlarını 'dar yaklaşımla' eleştirdiklerini söyledi. KCK'nin söz konusu Kürt oluşumlara 'Kürtlerin ulusal birliğinden ve kendi özgücüne güvenmekten çok küresel ve bölgesel ülkelerinden beklenti içerisinde olan tutumların doğru değil olmadığı, göç yollarındaki halkın sıkıntılarından çok kendi iktidarlarını hesaplayan yaklaşımların tehlikeli olduğu ' uyarısında bulunduğunu da söyledi. Baluken, KCK yetkililerinin bu tutumların terk edilmesi ve ulusal konferans için hızlı sonuç alınması için kendilerinin de yoğun bir çaba gösterecekleri yönünde bilgi paylaştıklarını söyledi.

Müzakereler kayıt altına alınsın

Baluken KCK yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde 'çözüm sürecine' yönelik değerlendirmelerin de önemli bir başlık olduğunu belirterek, KCK yetkililerinin 'Kürt Halk Önderi sayın Öcalan'ın son görüşme notlarında belirttiği hususları son derece önemsediğini ve 'Sayın Öcalan'ın yürüttüğü demokratik müzakere çözümü çabalarının arkasında olduklarını' bir kez daha teyit ettiklerini söyledi. KCK yetkililerinin, 'Bu süreçte demokratik müzakere aşamasına hızla geçilmesi için AKP'nin de devletin de zamana yayan ve adım atmayan tutumundan vazgeçmesini' istediğini paylaşan Baluken, 'Müzakere heyetlerinin genişlemesi, görüşmeleri kayıt altına alacak sekretaryanın oluşturulması, süreci denetleyecek izleme kurulunun oluşturulması, İmralı'da sayın Öcalan'la farklı heyetleri görüşmesinin önünün açılması, Sayın Öcalan'ın koşullarının değiştirilmesi, müzakere pozisyonuna denk düşecek çalışmaları yapabileceği koşulların oluşturulmasının son derece önemli olduğu' tespitinde bulunduklarını söyledi. KCK'nin sürece yönelik 'ilkeler paketi açıklanması ve yol haritası açıklanması' konusunda hızla yol alınmasını istediğini belirterek, 'Ayrıca devletin ateşkesi ihlal anlamına gelen Karakol yapımları HES güvenlik barajları yapımları son vermesi gerektiğini ifade ettiler' dedi.

İmralı trafiği hızlanmalıdır

Baluken medyada tartışıldığı gibi çözüm tartışmalarının gündeminin 'geri çekilme' olmadığnı esas gündemin 'ilkeler paketi ve yol haritasının hazırlanması olduğunu da sözlerine ekledi. Bu görüşmeden sonra devlet heyetiyle bu hafta içinde Öcalan ile de en kısa sürede biraraya gelmeye çalışacaklarını belirten Baluken, 'Son gidiş biraz gecikmişti. Görüşme trafiği hızlanmalıdır, hükümetle bu hafta görüşmek istiyoruz, İmralı'ya sayın Öcalan ile görüşmek üzere yakın bir tarihte gitmek istediğimizi ifade edeceğiz. Hükümet kanadından yapılan açıklamalarda Eylül sonu itibariyle bu çalışmanın tamamlanacağı ifade ediliyor. O yüzden trafiğin hızlı bir şekilde işletilmesi gerekiyor. Bu ay içerisinde İmralı'ya gidiş gelişlerin sıklaşması ve hızlanmasını gerektiğini bizim dışımızdaki heyetlerin de bu görüşmelerin de yapması gerektiğini düşünüyoruz' dedi.