Tarihçe
Çıldır ilçesi, Gürcü Krallığı döneminde Çrdili olarak bilinmekteydi. Çrdili kelimesi Gürcücede "kuzey" anlamına gelir ve bu adın Gürcistan'ın İmereti bölgesinde hala kullanılan bir köy adı olduğunu belirtelim. Bu ad, bugünkü Çıldır Gölü ve kasabasının yerine yerleşik olan Palakatsio adının öncesi olarak bilinir.
Urartu yazıtlarına göre, Kura Nehri'nin yukarılarındaki ve Çıldır Gölü çevresinde yaşayan kabileler ve siyasi birlikler hakkında bilgilere sahibiz. Bu yazıtlara göre, Çıldır Gölü çevresindeki İganiehi Krallığı'nın başkenti olan Makaltun şehri bulunuyordu.
Çıldır bölgesi, Erken Orta Çağ'dan itibaren Gürcü Krallığı'nın sınırları içindeydi. Ancak 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Büyük Selçukluların egemenliği altına girdi. 1121'deki Didgori Muharebesi'nde Gürcistan Krallığı'nın zaferiyle tekrar Gürcülerin eline geçti. Bu dönemde Çıldır, Tmogvi Eristavlığı'na bırakılan Çrdili ve Cavaheti bölgelerinin yönetimine sahipti. 16. yüzyılın sonlarında Osmanlılar Çıldır'ı ele geçirerek bölgeyi Çıldır Eyaleti'ne dahil etti.
Çıldır uzun yıllar boyunca Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra 93 Harbi (1877-1878) sonrasında Rusların eline geçti. Rus idaresi altında Çıldır, Ardahan sancağına bağlı bir kaza (uçastok) olarak kabul edildi. 1886'da yapılan nüfus sayımına göre, Çıldır'ın merkezi olan Zurzuna (Çala) nahiyesinin nüfusu 128 kişiden oluşuyordu ve tamamı "Türk" olarak kaydedilmişti. Çıldır kazasının toplam nüfusu ise 8,909 kişiydi ve bu nüfusun çoğunluğunu Karapapaklar oluşturuyordu.
Çıldır bölgesi, I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Rus ordusunun bölgeden çekilmesinin ardından bağımsız Gürcistan'ın sınırları içinde kaldı. Ancak Kızıl Ordu'nun Gürcistan'ı işgali sırasında Ankara Hükümeti'nin verdiği ültimatom sonucu Gürcü askerleri bölgeden çekildi ve Çıldır fiilen Türkiye'ye katıldı. 16 Mart 1921'de, Ankara Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında imzalanan Moskova Antlaşması ile bölge Türkiye'ye bırakıldı.
Çıldır bölgesi 1928'de, Çıldır adıyla Kars vilayetine bağlı bir kaza olarak kaydedildi. 1940 genel nüfus sayımına göre, Çıldır kazası üç nahiyeden oluşuyordu: Merkez nahiyesi, Cala nahiyesi ve Kurt Kala nahiyesi. Çıldır kasabası ise 1,307 kişilik nüfusuyla dikkat çekiyordu. Çıldır kazasının toplam nüfusu ise 20,326 kişiydi. Ardahan 1992 yılında il olduğunda, Çıldır ilçesi de bu ile bağlandı.
Tarihsel Yapılar
Çıldır bölgesi, orta çağdan kalma birçok tarihi yapının bulunduğu zengin bir tarihî mirasa sahiptir. Ancak bu yapılardan birçoğu zaman içinde tahrip olmuş veya yok olmuştur. Çıldır ilçesinde bugün hala ayakta duran veya kalıntılarına rastlanan bazı önemli yapılar şunlardır:
Ampuri köyünde yer alan ve 20. yüzyılın başına kadar sağlam duran Ampuri Kilisesi, daha sonra tamamen yıkılmıştır.
Kacistsihe köyünde yer alan ve efsanevi bir kale olarak bilinen Kacistsihe, büyük ölçüde sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Bu kalede başka yapıların kalıntıları da bulunmaktadır.
Çamardo köyündeki tek nefli bir kilise olan Çamardo Kilisesi, 20. yüzyılın başlarında Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili tarafından kayıt altına alındığında ayakta duruyordu, ancak sonradan yıkılmıştır.
Mgeltsihe köyünde bulunan kalenin 9-10. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Ayrıca Mgeltsihe köyünde kiliseler de bulunmaktadır, ve bu yapıların bazıları hala ayakta durmaktadır.
Skarebi köyündeki Kotanlı adıyla bilinen yapılar, Skarebi Kilisesi ile iki kaleyi içermektedir. Skarebi Kilisesi, Aziz Giorgi'ye adanmıştır ve üzerinde Gürcüce yazıtlar bulunmaktadır.
Tetrtsihe (Akçakale) köyündeki kilise, 10. yüzyılda inşa edilmiştir ve bugün cami olarak kullanılmaktadır.
Urta köyündeki üç nefli bazilika olan Urta Kilisesi, 10. yüzyılda inşa edilmiştir. Bu kilise de günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.
Vaşlobi (Övündü) köyünde bulunan Vaşlobi Manastırı, 1902 yılında Gürcü tarihçi ve arkeolog Ekvtime Takaişvili tarafından tespit edilmiştir.