Bu güvercin türü, yetiştiricileri tarafından sahibinin ömrünü uzattığına inanılan bir güce sahip olarak kabul ediliyor. Kelkit Tepelisi, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en özel güvercin türlerinden biri olarak biliniyor. Bu tür, diğer güvercin ırklarının özelliklerini tek bir bedende birleştirerek göz kamaştırıcı bir güzellik sunuyor. Hem fiziksel özellikleri hem de oyun yetenekleriyle dikkatleri üzerine çeken Kelkit Tepelisi, bölgedeki güvercin meraklılarının gözdesi haline gelmiş durumda.
Erzincan'da her hafta belirli günlerde bir araya gelen güvercin yetiştiricileri, Kelkit Tepelisi üzerine saatlerce süren sohbetler gerçekleştiriyor. Rivayete göre, bu özel güvercin türü sahibinin ömrünü uzatıyor ve üzerindeki tüm kötü enerjileri temizliyor.

Kelkit Tepelisi'nin popülerliği sadece Erzincan ile sınırlı değil. Çevre illerden kilometrelerce yol kat eden güvercin meraklıları, bu eşsiz türü görmek ve hikayelerini dinlemek için ziyaretler gerçekleştiriyorlar.
Geleneksel Halep güvercinlerinden türeyen Kelkit Tepelisi, zamanla bölgeye özgü bir ırk haline gelmiş durumda. Yetiştiriciler, bu özel türün adaptasyonunun bölgede mükemmel bir şekilde gerçekleştiğini ve artık Kelkit ve Erzincan'a özgü bir güvercin türü olduğunu belirtiyorlar.
“Güvercin besleyen insanların ömürleri uzun olur derdiler”
Bölgeye has Kelkit Tepelisi’ni Erzincan’da yetiştiren Murat Taşkın, “Babalarımızdan, dedelerimizden ve atalarımızdan görerek, sürekli bakıp beslediğimiz Kelkit Tepelisi bu bölgeye has endemik bir ırktır. Yeryüzünde birçok güvercin ırkı var, kimisi kostümlüyle, kimisi sesiyle, kimisi de oyunuyla ön planda. Hepsini içinde barındıran tek ırk ise Kelkit Tepelisi. Halep’ten getirilmiş bir ırk. Yıllar içerisinde kırılarak, iklimin ve havanın etkisiyle de burada evrim yaşamış bir ırk. Kelkit ve Erzincan bölgesine has bir ırk. Bu güvercin açık alanda da kapalı alanda da oyununu sergileyebiliyor. Bu özellikle de birçok güvercin severin dikkatini üzerine çekiyor. Biz hobi olarak bakıp, besleriz. Bu kahvehane Erzincan’da güvercin besleyen arkadaşların buluştukları bir mekan. Hiç birbirini tanımayan insanları güvercinler ortak bir paydada bir araya getiriyor. Herkes kendi güvercinini anlatıyor. En iyi renk bende, en iyi oyun kuşu bende diye. Kış aylarında özellikle bu güvercinin seyir turnuvaları yapılır. İlgi ve katılımı yüksek seyirler yapılır. Bu endemik kuş türü ona gönül vermiş insanların elinde onların çabasıyla yürütülmeye çalışılıyor.” dedi.
Atalarından bu güvercinin iki özelliği olduğuna dair rivayetler olduğunu aktaran Taşkın, “Bu güvercini besleyen insanların ömürleri uzun olur derdiler. Biz bunu analiz ettik. Bütün güvercinlere bakan amcalarımız, büyüklerimiz hep emsallerinden daha geç öldüler. Halk arasında nazar dediğimiz bakışların, kem gözlerin sahibinin üzerinden çekip alıyormuş. Bunu da denediler. Bende 30 çift kuş var. Kedi içeriye girse en sevdiğimi alıp götürür. Atmaca girsin en değerli kuşumuzu alır. Hastalık girsin yine aynı şekilde en çok sevdiğimiz kuşu alıp götürür. Sahibinin üzerindeki nazarı kuş kendi üzerine alır derlerdi ve biz bütün kuşçular olarak tecrübe edindik” diye konuştu.

“Kuşçu olan insanlar o kuşun içine girdiği zaman dünya ile irtibatı kesilir”
Erzurum’dan sırf kuş sohbetine katılmak için vatandaşların Erzincan’a geldiğini söyleyen kuşçu Hasan Demirel de “11 yaşından beri kuş besliyorum. Büyüme çağlarında bizden eski abilerimizin anlatımıyla, eskiden kahve olmadığı için ahırlarda kuşu beslermişler eğlence diye. Şu anda da arkadaşlar buna gönül vermişler ama eskisi gibi değil. Şu an bu azaldı ama yine devam ediyor. Arkadaşlar ahır olmadığı için özel yerler yapıyorlar. Bu bir hobi ve sevgi. Tabiri caizse kuşçu olan insanlar kuşu iyi anlıyorsa o kuşun içine girdiği zaman dünya ile irtibatı kesilir. Yemek, içmek hiçbir şey aklına gelmez saatlerce. Bu böyle bir sevda. Gençlerimiz de bizden sonra devam ettiriyor.” ifadelerini kullandı (İHA)