Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Uzmanı ve Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Levent Sağnak, böbrek taşının bölgede en yaygın sağlık sorunlarından biri olduğunu söyledi. Erkeklerde daha sık görülen bu hastalığın, yetersiz sıvı tüketimi, aşırı tuz-protein alımı ve genetik yatkınlık gibi etkenlerle tetiklendiğini ifade etti.

Dört taş türü yaygın

Siirt’te 74 Gündür Aranan 83 Yaşındaki R.B.’nin Cansız Bedeni Bulundu
Siirt’te 74 Gündür Aranan 83 Yaşındaki R.B.’nin Cansız Bedeni Bulundu
İçeriği Görüntüle

Prof. Dr. Sağnak, bölgede en sık görülen taş türlerini kalsiyum oksalat, sistin, ürik asit ve struvit olarak sıraladı. Özellikle enfeksiyona bağlı gelişen struvit taşlarının kadınlarda daha sık görüldüğünü kaydetti.

Bel ve yan ağrıları önemli bir işaret

Şiddetli bel, yan ve böğür ağrısıyla birlikte idrarda yanma, bulantı, kusma ve kanlı idrarın böbrek taşı belirtileri arasında bulunduğunu söyleyen Sağnak, "Ateş ve titreme varsa bu durum enfeksiyon belirtisidir, zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır." uyarısında bulundu.

"Günde en az 2,5 litre su için"

Taş oluşumunu önlemede su tüketiminin kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sağnak, idrar renginin açık sarı olmasının böbrek sağlığı açısından önemli bir gösterge olduğunu ifade etti. Sağnak, sebze-meyve tüketiminin artırılması, tuz ve şekerin azaltılması ve paketli gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyledi.

Hangi taş düşer, hangisi düşmez?

Prof. Dr. Sağnak taş boyutlarına göre durumun değiştiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:

  • 4 mm’den küçük taşların yüzde 90’ı kendiliğinden düşüyor.
  • 4–7 mm arasındaki taşların yarısı kendiliğinden düşebiliyor.
  • 8 mm ve üzerindeki taşlar ise çoğunlukla cerrahi müdahale gerektiriyor.

Ameliyat gerektiren durumlar

Böbrekte hasar, tam tıkanma, şiddetli ağrı ve enfeksiyon gibi durumlarda cerrahi müdahalenin kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Sağnak, taş analizinin ve düzenli tahlillerin tedavide büyük önem taşıdığını söyledi.

"Takip edilmezse tekrarlar"

Böbrek taşı hastalığının tekrar etme riskinin yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Sağnak, "Bu hastalık düzenli kontrol gerektiriyor. Sıvı tüketimi, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarının değiştirilmesi tedavinin en önemli parçasıdır." dedi. (

Kaynak: İLKHA