Bitlis’e Atanan Öğretmen Değil, Bitlis’i Tercih Eden Öğretmen Arıyoruz

Türkiye’nin doğusunda, tarihiyle, kültürüyle, dağlarının karlı heybetiyle ve insanının içtenliğiyle bir mücevher gibi duran Bitlis…

Bu topraklarda eğitim, sadece müfredatın uygulanması değil; bir çocuğun gözlerinde umudu yakmak, köy yollarında umutla yürüyen minik adımlara ışık olmak demektir.
Fakat yıllardır değişmeyen bir gerçekle yüzleşiyoruz: Bitlis’e gönüllü gelmeyen, sadece zorunlu görevle atanan öğretmenlerimizin büyük kısmı, ilk fırsatta gitmenin yollarını arıyor.
Oysa biz, bu şehrin kaderini değiştirecek olanın “atanmışlık” değil, “tercih edilmişlik” olduğuna inanıyoruz.

Atanmak ile Tercih Etmek Arasındaki Fark
Bir yere atanmak, mecburiyetin ürünüdür. Dosyalarda bir satır, bilgisayarda bir algoritmanın sonucudur.
Ama bir yere tercih ederek gelmek, yüreğin kararına kulak vermektir.
Atanan öğretmen, çoğu zaman valizini hiç açmadan gün sayar.
Ama tercih eden öğretmen, valizine kalbini koyar; okulunu yuvası, öğrencisini evladı, köyünü memleketi bilir.
Bugün Bitlis’in ihtiyacı, sadece maaş bordrosunda adı geçen değil; bir öğrencinin defterinde, bir köyün belleğinde, bir şehrin tarihinde adı yazılacak öğretmenlerdir.

Bitlis’in Öğretmenlere İhtiyacı Var Ama Daha Çok Öğretmenlerin Bitlis’e İhtiyacı Var
Bu topraklar, öğretmeni dönüştüren bir ruha sahiptir.
Karlı bir kış sabahında, sırtında kitap çantasıyla ıssız bir köy yolunu yürüyen bir öğretmen; yalnızca öğrencisine değil, kendi kalbine de ders anlatır.
Bir annenin, “Hocam, Allah sizden razı olsun,” duasını duyduğunda; hiçbir unvanın, hiçbir makamın bu kadar kıymetli olmadığını öğrenir.
Bitlis, öğretmeni sınar; sabrını, emeğini, sevgisini ölçer.
Ama aynı zamanda öğretmeni ödüllendirir; dostluğun, vefanın, samimiyetin en gerçek hâlini sunar.

Tercih Eden Öğretmen, Şehrin Kaderini Değiştirir
Bugün bir öğrenci, öğretmeninin gözlerinde “gitme” arzusunu görürse, yarın kendi hayallerine de küser.
Ama öğretmeni “buradayım, seninle birlikteyim” diyorsa; o çocuk kendini değerli hisseder, özgüvenle büyür.
Bitlis’e atanıp da günü doldurmak için gelen değil, Bitlis’i tercih eden ve burada kalmayı bir hayat misyonu gören öğretmen; yalnızca bireyleri değil, toplumun geleceğini de dönüştürür.

Çağrımız Olsun
Bitlis’in dağlarında yankılanacak sesler, “ne zaman tayinim çıkar” diyenler değil;
“Burada kök salacağım, burada umut yeşerteceğim” diyen öğretmenlerin sesi olsun.
Çünkü biz biliyoruz ki, bu şehir sadece coğrafya değildir; burası bir kalbin sınavıdır.
Ve o sınavı kazanan öğretmen, yalnızca Bitlis’in değil, Türkiye’nin geleceğinde altın harflerle anılacaktır.
Bitlis’e atanan değil, Bitlis’i tercih eden öğretmen arıyoruz.
Çünkü bu şehir, gönülden geleni bağrına basar; mecburiyetten geleni ise ilk rüzgârda uğurlar.
Bitlis’in çocukları, kalbini buraya bırakan öğretmenlerle büyümeyi hak ediyor.