Bitlis'in Bal Profesörü, Nüktedan, Özel Kişilik: Medeni Avcil

Adı: Medeni Avcil. Yaşı: Yaklaşık 60 civarı. O da tıpkı bizim gibi bir Bitlis kent misyoneri. Bitlis'te yaşıyor. Yüksek tahsil yapmış bir abimiz. Ancak, alaylı da olsa uzmanlık alanı bal üretimi. Balın Bitlis adına gerçek bir profesörü.

A
a

Bal ile ilgili A’dan Z’ye bir dolu bilgiyi bir çırpıda nefes almadan peşpeşe paylaşabilir sizinle. Bu anlamda eskilerin deyimiyle bir tarım öğretmeni. Ancak, Bitlis’teki üniversitemiz bu değerimizden istifade etmeyi aklına bile getirmez.

2002 yılında çok ortaklı “Bitlis ili Arı Yetiştiricileri Birliği” kurulurken düşünce babası ve temsil yeteneğiyle en öndeki kişi olarak bugünlere geliyor. Ülkemizin baş belası, sahtekârlığın âdeta tavan yaptığı glikozdan, kısacası şekerden bal üretenlerin karşısına dimdik duranların içinde yer alıyor. Bitlis kültüründe aslında önemli yer teşkil eden, hep var olan, dünyaya parmak ısırtabileceğimiz nadide balımızın her saikte kalitesini, evsafını anlatarak çok önemli işlev görüyor. Bu sevgi ve yürek adamını alkışlıyorum.

21. 05. 2016 itibariyle Sefaköy’deki festival alanında 2-3 kez, uzun aralarla kısa kısa bir araya geldik ve söyleştik. Leb demeden leblebiyi anlayan bir zekâ ve bir çift yeşil gözle karşı karşıyaydım.

Evet, Medeni Avcil’in bu çok kısa tanıtımından sonra, bu bölümde onun müthiş nüktedan kişiliğini de öne koyarak anlatmaya devam edeceğim.

1989 yılında derin devletin, Bitlis Belediye Başkanlığı seçimini kazanmış, mazbatasını almış abisi, değerli meslektaşım Dişhekimi Zeynettin Avcil’e yaptıklarıyla başladık sohbete. Bildiğimiz meseleyi daha bir detaylı anlatırken, başkanlığı ondan alıp bir başkasına veren aklı, yani o hileyi oluşturan isimleri, kurumları sıralarken içinde asla onlara karşı ailece bir öfke ve kin olmadığını da rahatça anlıyordum.

Kendisine takılarak 10-12 yıl önce futbolu bırakan Hollandalı ünlü futbolcu, uçan solaçık Zender’in akrabaları olup olmadığını sorduğumda sevgili Avcil gülüyordu. Bitlis’in Hormuz köyünde doğmasına rağmen aile orijinlerinin Mutki’nin Zender köyü olduğunu, aile soy lakaplarının da “Zenderliler” olduğunu hemen hatırlatalım. Bana:

-Hop, Servet, dur bakalım. Maça sen gol atarak başlama kardeşim, derken kahkahayı da karşılıklı patlatıyorduk.

Nisan 2015’de Feshane’deki Bitlis Tanıtım Günleri için Bitlis’ten getirdiği balları çok beğenen organize hırsızların, aynı sokaktaki akraba evinde mışıl mışıl uyurlarken, park ettiği koca kamyonu tamtakır boşaltmaları bile onun neşesini bozmamıştı. Gösterdiği tevekkül dolu tavır çok asilceydi. Üzüntüsünü ifade eden hemşehrilerine bizzat onun:

-Üzmeyin kendinizi, yapacak bir şey yok. Akacak kan damarda durmaz, karşılığını soğukkanlı bir edayla vermesi herkesi olduğu gibi beni de doğrusu çok şaşırtmıştı.

Sözlerime onun tanıtım günlerinde ve fuarlarda müthiş bir yaratıcılıkla genç kızlara arı model kostümü giydirerek şov amaçlı tanıtım yaptırdığından da bahsetmek istiyorum. O sarı-siyah çizgili arı kostümlerini çoğu hemşehrimiz de görmüştür sık sık. İşte 2015 Ocağı’nda her zaman olduğu gibi gene ajanstan 2 genç kızı 4 gün boyunca yevmiyeli olarak çalıştırmak üzere istemişti. Medeni abiye bir evvelki tanıtımda biraz solgun yüzlü, keyifsiz kızlar gelince bu kez resimli katalogdan onları önceden seçmeyi uygun görmüştü. Evet, kızlar seçilmişti ve ilk kız gelmişti sabah saat 9 gibi. Eh işte, idare ederdi. İkinci de biraz gecikerek, 1 saat rötarla stantta yerini aldı. Tabi önceden kendisine verilmiş o arı kostümünü giymiş olarak. Ne beklersiniz. 2 arı kız cıvıl, cıvıl birbiriyle uyumlu fizikte ve canlılıkta olurlar değil mi? Yok, iş öyle değildi. Medeni ağabey fena aldatılmıştı. Mekâna maalesef 40 yaşın biraz üzerinde, üstelik bir hayli çirkin bir kadını sanki öç almak ister gibi tak diye yollamışlardı.

Kadını gören abimizin son final sözlerine tanıklık eden epey bir kitle ve bendeniz gülmekten yere çakıldık o sabah. Ağabeyimiz parmağıyla kadını işaret ederek konuşuyordu. Sözler kadına, biraz ortaya ama bakış da tam banaydı. Şöyle diyordu:

-Herıflerdan güzel bi kız ıstedım. Hatta elımnan de katalohdan seçtım. Ahha buni yolleyın didım. Bule bule ha bu mıttari (beş para etmeyeni) bulıp yollemişle. Niye, men nettım sıze? Allahınze bu heş 50 panot eder mi? (arı modelin günlük yevmiyesi 50 lira)

Sözlerin yarısını anlayan yarısını anlamayan kadın hem gülüyor hem de az biraz şaşırıyor. Medeni abi de devam ediyordu:

-Neyse hevesın kırmiyem. Övlene kade elbıse kalsın ıstınde. Bırde ötır özan. Kimseye fazle gözükme. Yimağın yi. Istındekileri yevaş yevaş çıhat. Sore de yole koyıl. Ala san peşin peşin yevmiyen deyip sarı elliliği de sıkıştırıyordu kadının eline.

Ertesi gün duyduğumuza göre ajansı telefonda epey bir fırçalayan ağabeyimize müthiş bir jest yapılarak dünya güzeli, bebek gibi bir kız gönderilerek iş tatlıya bağlanıyordu.

Medeni abi, uzmanlığın olan bal üretiminde, tanıtımında ve bilhassa orijinal sunumlarında gösterdiğin hassasiyet, müthiş zekanla etrafa saçtığın neşe ve pozitif enerjin için, sana hayran olan tüm Bitlisliler adına şükranlarımı sunuyorum. İyi ki varsın. Sağlık, sıhhat ve uzun bir yaşam hep seninle kol kola olsun.

arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.