Bu dönemde Iğdır çevresinde yaşayan insanların refahı arttı ve yazın tarım ile hayvancılık gelişirken, kışın sosyal hayat da canlandı.
Ancak 19. yüzyılın başlarına gelindiğinde Rusya'nın yayılmacı politikaları, 1826 yılından itibaren Revan, Iğdır ve Nahçıvan'ı ele geçirmeye başladı. Revan Hanlığı, güçlü Rus ordusu karşısında direnemedi ve son hükümdarı Hüseyin Ali Han, 1827 yılında Revan Kalesi'ni, 1828 yılında ise tüm hanlığı Ruslara teslim etmek zorunda kaldı.
Rus dönemi (Sürmeli Sancağı) (1828-1917) olarak adlandırılan bu dönemde, Rusya Ermenilerin bölgeye yerleşmesini teşvik etti ve Revan şehrini Erivan olarak yeniden adlandırdı. Ermeniler, Revan Hanlığı'nın toprakları üzerinde yeni Ermeni köyleri kurmaya başladı.
1905 yılında Rusya'da çıkan ayaklanma sonucunda meşrutiyet yönetimi ilan edildi ve Iğdır çevresinden 2 milletvekili Meclise gönderildi. Ancak 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla bölgede herhangi bir ilerleme kaydedilemedi, özellikle Sarıkamış Faciası büyük bir felakete yol açtı.
Rus İhtilali'nin patlak verdiği 1917 yılı, Iğdır ve çevresinde otorite boşluğuna neden oldu. Bu boşluktan yararlanan Türkler ve Ermeniler, Meleklili Ali Ekber Tufan başkanlığında Iğdır İcra Komitesi'ni kurdu. Ancak anlaşmazlıklar ve çatışmalar sonucunda Ermeniler komiteden ayrıldı.
Iğdır'da yaşanan bu karmaşa sırasında, Iğdır Millî Cumhuriyeti ilan edildi ve başkanlığına Ali Ekber Tufan getirildi. Bu Cumhuriyet, Osmanlı Devleti ve Bolşevik Rusya tarafından tanındı ve "Bağımsız İlk Türk Cumhuriyeti" olarak tarihe geçti.
Ermeni milislerin saldırılarının artması üzerine Iğdır, Melekli; Karakoyunlu, Aralık ve Zengibasar'dan oluşan bir ordu kurdu ve çatışmalara katıldı.
Iğdır'ın tarihi, Revan Hanlığı dönemi ve Rus yönetimi altındaki zorlu dönemlerle şekillendi. Bu tarihi olaylar, Iğdır'ın geçmişini ve kültürel mirasını derinlemesine etkiledi.