Belediye çalışanlarına madde bağımlılığı semineri

Kültür Müdürlüğü konferans salonunda “Madde Bağımlılığı ile Mücadele Yöntemleri” konulu seminer düzenlendi. Seminere Piskoloğ Ahmet ekol ve Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yetkilileri konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacıların sunumunda, madde nedir, beynin hangi sistemlerini etkilenir, bağımlılığa yol açan maddeler, bireylerde yaptığı değişimler, madde kullanımına başlama nedenleri, çevresel ve kalıtsal faktörler, madde kullanımında risk etmenleri, madde kullanımında koruyucu etkenler gibi konular anlatıldı.

''Herkes Madde Bağımlısı Olabilir''

Özellikle son zamanlarda ülke gündemini bol miktarda meşgul eden madde bağımlılığının çok önemli bir sorun olduğunu, bunun toplumsal duyarlılıkla aşılabileceğine dikkat çeken Pisikoloğ AhmetEkol; madde kullanımının sosyo-ekonomik durum ile bağlantısı, madde bağımlılığı tedavisinin hedefleri ve yapılacaklar ile toplumsal yaklaşımın nasıl olması gerektiği konularında bilgi verdi. Madde kullanımının tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Ahmet Ekol, “Bağımlılığın tedavi edilebilen tekrarlayan bir hastalık olduğunu biliyoruz. Bu konuya ilişkin yeterli bir toplumsal duyarlılık oluşturamadığımızı düşünüyorum. Ülkemizdeki bağımlılık oranının yurtdışına göre az olması bizde hala aile kavramının korunduğunu gösteriyor. Ve bu kavram sayesinde gençler bu tip bir bağımlılığa daha az meylediyor. Madde bağımlılığı geri dönüşü olmayan bir hastalık değildir. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Herkes madde bağımlısı olabilir” dedi.

''Tedavi Merkezlerimizin Sayısı Artırılmalıdır''

Bağımlılık riskleri ve bağımlılık sürecine dikkat çeken emniyet yetkilileri ise, bağımlılığın ne olduğu, bağımlılıktaki risk faktörleri ve bağımlılık sürecinin nasıl geliştiğine dair bilgi verdi. Madde kullanımının bireylerde geliştirdiği psikolojik ve fiziksel değişimleri slaytlar eşliğinde anlatan Emniyet Yetkilileri, “Bağımlılık herkes için eşittir. Bağımlılar güçsüz ya da iradesiz oldukları için bağımlı olmazlar. Bağımlı olduktan sonra güçsüzleşirler. Bu durum tedavi edilebilen bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Ülkemizde bu tedaviyi üstlenecek 29 AMATEM merkezimiz mevcuttur. Bu sayının daha fazla olması için çalışmalar var. Her ilde olacak şekilde tedavi merkezlerinin sayısı artırılmalıdır. Önemli olan kişinin bağımlı olduğunu kabul edip tedavi süreci için bu merkezlere başvurmasıdır” dedi.