Çok partili dönemin başlaması ile TBMM, 8 Haziran 1947'de 5098 sayılı kanunu kabul ederek, 1934'teki Mecburî İskân Kanunu'nun bazı maddelerini değiştirmiş, bazı maddelerini de yürürlükten kaldırmıştı. Böylece Fırat ailesi birkaç günlük yolculuğun ardından Hınıs'ın Kolhisar köyüne döndüler. İlk kez 1957'de 7 yıl yaşını büyüterek DP Erzurum milletvekili oldu. 27 Mayıs Darbesi'nde tutuklanan yaklaşık 500 kişinin içinde en genciydi. 1,5 yıla yakın Yassıada'da kaldı. Yargılama sonucu önce idam cezasına çarptırıldı, daha sonra cezası hapis cezasına çevrildi ve 1,5 sene de Kayseri cezaevinde kaldı.
1991'de Erzurum'dan DYP milletvekili seçildi, ancak daha sonra hükümetin Kürt politikasıyla ters düşerek istifa etti. Bir ara RP'den ihraç edilen Hasan Mezarcı ile yeni bir parti kuruluşuna çalıştı, sonuç alamadı. Bilahare Yeni Demokrasi Hareketi ile temas kurdu. Hak ve Özgürlükler Partisi'ni kurdu.
Kürtçe ve Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca da konuşan Fırat, TBMM'nin en çok yabancı dil bilen üyelerindendi. HAKPAR onursal başkanlığı yapmıştır.
Uzun yıllardır "Multiple Myelom" adı verilen kan hastalığıyla mücadele eden Fırat, 29 Eylül 2009 tarihinde böbrek yetmezliği sonucunda solunum ve yutma problemi ortaya çıkması üzerine yoğun bakım servisine kaldırılmış, saat 13.55'de solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu hayatını kaybetmiştir.
1 Ekim 2009'da memleketi Erzurum'un Hınıs ilçesi Kolhisar Mahallesi'nde bulunan aile kabristanına defnedilmiştir.