İlhan Çetinsoy Kimdir İlhan Çetinsoy Kimdir
Zekeriyya aleyhisselam zamanında Şam vilayeti Batlamyüsilerin elindeydi. Onlar Kudüs'te bulunan Beyt-ül-Makdis'e hürmet ederlerdi. Beyt-ül-Makdis mamur olup gece ve gündüz orada ibadet edilirdi. Mescidde Harun aleyhisselam neslinden din büyükleri vardı. O zamanlarda İsrailoğulları arasında peygamber yoktu. Bunlar bir peygamber göndermesi için gece gündüz Allahü tealaya dua ettiler. Allahü teala, Beyt-i Makdis'te Tevrat yazmayı ve kurban kesmeyi idare eden Zekeriyya aleyhisselamı peygamber olarak vazîfelendirdi. Zekeriyya aleyhisselam insanlara nasîhat ederek doğru yola çağırdı. İsrailoğullarından onun bildirdiklerine inananlar olduğu gibi, inanmayıp karşı çıkanlar daha çok oldu.

Zekeriyya aleyhisselam, İmran bin Masan isminde bir dostunun kızı olan Elîsa ile evlendi. Elîsa ile hazret-i Meryem kardeş olup babaları İmran idi. İmran önce Elîsa'nın annesi ile sonra bunun başka erkekten olan kızı Hunne ile evlenmişti. Hazret-i Meryem'in annesi olan Hunne; 'Cenab-ı Hak bana bir oğul ihsan ederse Beyt-ül-Makdis'e hizmetçi yapacağım.' diye adakta bulundu. Kızı oldu. Adını Meryem koydu. Hazret-i Meryem doğmadan önce babası İmran vefat etti. Hunne kızı Meryem'i teslim etmek üzere Beyt-ül-Makdis'e götürdü. Orada bulunan alimlere niyetini anlatıp nezrinin kabûlünü rica etti. Meryem, Beyt-i Makdis'e kabul edildi. Fakat Meryem'in kimin himayesinde kalacağı husûsunda Beyt-i Makdis hizmetçileri olan alimler arasında anlaşmazlık oldu. Zekeriyya aleyhisselam; 'Çocuğu himayeme ben alacağım. Akrabalık yönünden çocuğa en yakın benim.' dedi.

Diğer alimler de çocuğu himayelerine almak istediler. Çekilen kur'a netîcesinde hazret-i Meryem'in Zekeriyya aleyhisselamın himayesinde kalması kararlaştırıldı.

Zekeriyya aleyhisselam hazret-i Meryem'i evine götürdü. Onu hanımı Elîsa büyüttü. Sonra da hazret-i Meryem için Beyt-i Makdis'te yüksek bir oda yaptırdı. Hazret-i Meryem bu odada hem Allahü tealaya ibadet etti, hem de Zekeriyya aleyhisselamdan Tevrat okudu. Zekeriyya aleyhisselam ona hergün yiyecek getirir, ibadetten bir şey öğretirdi. Bir kış günü odasına girdiğinde önünde dünya yiyeceklerine benzemeyen türlü türlü nîmetler gördü. Nereden geldiğini sorduğunda; 'Allahü teala tarafından geliyor.' diye cevap verdi. Bu yiyecekler Allahü tealanın kudretinden hazret-i Meryem'e verdiği bir kerametti.

Zekeriyya aleyhisselam 99 veya 120 yaşına geldiği halde neslini devam ettirecek bir evladı yoktu. Hanımı da zaten çocuk doğurmuyordu ve 98 yaşındaydı. Gerek Zekeriyya aleyhisselamın, gerekse hanımının çocuk sahibi olma yaşları geçmişti. Fakat içine bir evlad sevgisi düşüp kendisine salih bir evlad ihsan etmesi için Allahü tealaya dua etti. Allahü teala ona Yahya isminde bir oğlan çocuğu ihsan edeceğini Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla bildirdi. Birgün Zekeriyya aleyhisselam odasında namaz kılarken beyaz elbiseler içersinde Cebrail aleyhisselam gelerek Allahü tealanın kendisine Yahya isminde bir oğul ihsan edeceğini müjdeledi. Ayrıca onun hazret-i Îsayı tasdik edeceğini, zamanın büyüklerinden ve bütün kötülüklerden uzak, nübüvvetle (peygamberlikle) muttasıf, salihler zümresinden bir zat olacağını haber verdi.

Zekeriyya aleyhisselam bu müjdeye sevinip arzusunun çabukluğunu arz ederek: 'Ya Rabbî! Bana vad ettiğin çocuğun meydana geleceğine delil ve alamet olmak üzere, bu gönlüme yerleşmesi ve kalbimin bana vadettiğin şeyde mutmain olması için bir nişan ver. O alametle bu nîmeti şükürle karşılayayım.' diye münacaatta bulundu. Allahü teala Zekeriyya aleyhisselamın duasını kabul ederek; 'Senin için alamet, birbiri ardınca üç gece (ve gündüz) insanlarla konuşmamandır.' Bir hastalık ve sebeb olmaksızın, sen sıhhatli olduğun halde üç gece (ve gündüz) dilini konuşmadan alıkoymandır' buyurdu. Yahya aleyhisselam ana rahmine düşünce Zekeriyya aleyhisselam konuşamaz oldu. Meramını ancak işaretle anlatabiliyordu. O, bu üç gün içinde devamlı ibadet ve zikirle meşgul oldu. Cenab-ı Hakka karşı hamd ve şükür vazîfesini yerine getirdi.

Müddet tamam olunca Zekeriyya aleyhisselamın oğlu Yahya aleyhisselam dünyaya geldi. Yahya aleyhisselamın doğumu ile, Zekeriyya aleyhisselam ve ailesi sevince gark oldular. Yahya aleyhisselamdan altı ay sonra İsa aleyhisselam dünyaya geldi. İsrailoğulları İsa aleyhisselam beşikteyken Allahü tealanın kudretiyle konuşmasına rağmen, onun babasız dünyaya gelmesiyle ilgili olarak Zekeriyya aleyhisselama iftira ettiler. Zekeriyya aleyhisselamı şehit etmek üzere aramaya başladılar. Yahudilerin iftiralarını ve kendisini öldürmek istediklerini haber alan Zekeriyya aleyhisselam 'Takat getirilemeyen şeyden uzaklaşmak, peygamberlerin sünnetidir.' kaidesince Yahudilerin bulundukları yerden uzaklaştı. Yahudiler, onu yakalamak için peşine düştüler. Zekeriyya aleyhisselam Beyt-ül-Makdîs yakınlarında ağaçlı bir bahçeye girdi. Bir ağacın yanından geçerken ağaç: 'Ey Allah'ın peygamberi! Bana gel' diye seslendi. Ağaç yarıldı ve Zekeriyya aleyhisselam içine girdi. Sonra kapandı ve onu gizledi. İsrailoğulları Zekeriyya aleyhisselamın izini takip edip nereye gittiğini anlayamadılar. O sırada mel'ûn İblis (şeytan) gelerek onlara; 'Bu ağacı bıçkı ile kesin, burada ise meydana çıkar. Yoksa ne kayb edersiniz.' dedi. Kafirler o ağacı biçerek Zekeriyya aleyhisselamı şehit ettiler. Zekeriyya aleyhisselamın türbesi Halep'tedir.

Mucizeleri:
1. Kalemleri, kendi kendine Tevrat'ı yazardı. Zekeriyya aleyhisselam Beyt-i Makdis'te maiyyetinde yetmiş kişi olduğu halde Tevrat yazarlardı. Yahudilerin biri gelip; 'Hak peygamber olsaydın, elinde Tevrat yazmağa muhtaç olmazdın; sen de elinle yazıyorsun, emrindekilerle aranızda hiçbir fark görmüyorum.' diye konuştu. Hazret-i Zekeriyya bu söze çok üzüldü ve meraklandı. Cebrail aleyhisselam gelip: 'Ey Zekeriyya, buradan kalkınız! Kaleminize emr ediniz, kendi kendine yazsın!' dedi. Zekeriyya kalkıp, emr edince, kalem istenen şeyi yazmaya başladı. O saatte kalem on iki sûre yazdı. Bu mucize ile birçok kimse îman etti.

2. Zekeriyya aleyhisselam hazret-i Meryem'i terbiyesi altına aldığı vakti, yazılması lazım gelen kefaletnameyi, kalemsiz, hokkasız yazmışlardır.

3. Kur'an-ı kerîmde bildirildiği gibi, Zekeriyya aleyhisselam ve Beyt-i Mukaddes hademe ve kayyimlerinden yirmi dokuz kişi arasında hazret-i Meryem'in kefaleti hakkında meydana çıkan ihtilaf üzerine herkes kendi kalemini Ürdün suyuna atmışlarken, yalnız Zekeriyya aleyhisselamın kalemi suyun üzerinde dikilmiş kalmıştır.

4. Ağaçlar, Zekeriyya aleyhisselamla konuşurlardı. Yahudilerden bir taife kendisini şehit etmek üzere araştırırlarken, kendileri de onlardan kaçtığı vakit, bir ağaç; 'Ey Allah'ın peygamberi, gel bende gizlen seni ben muhafaza ederim' diye dile gelmişti.

5. Zekeriyya aleyhisselam su üzerinde yürür ve mübarek ayakları ıslanmazdı. Kendisi için suda yürümekle, karada yürümek arasında fark yoktu.

6. Zekeriyya aleyhisselamdan mucize istendiği vakitte, yakınlarındaki ağaçlara mübarek eliyle işaret etmiş, hemen ağaçlar, köklerinden kopup, önlerine gelip kalmışlardır.

Kur'an-ı kerîmin Âl-i İmran, Meryem, Enbiya ve En'am sûrelerinde Zekeriyya aleyhisselamla ilgili haberler verilmektedir.