Ayşen Gruda kimdir Ayşen Gruda kimdir
Hazret-i İbrahim, Nemrud'un ateşinden kurtulduktan sonra, Babil'den ayrılıp, Mısır'a gittiğinde hanımı Sare'ye Firavun musallat olmuştu. Fakat, Sare'ye yaklaşmak istediğinde, ellerinin tutulup, nefesi kesilerek sara hastalığına benzer bir hale düştü. Bunun üzerine Firavun korkarak İbrahim aleyhisselam ve Sare'yi bıraktı ve Hacer adlı bir cariyeyi de hediye etti. İbrahim aleyhisselam, Firavun'un korkarak cariye olarak verdiği Hacer'i de alarak, Filistin'e döndü. Oradan Şam taraflarına gitti. Buradayken Sare Hatunun isteği üzerine hazret-i Hacer'le evlendi. Bu evlilikten hazret-i İsmail doğdu.

Allah'ın emri ile Hacer'i, oğlu ile birlikte Kudüs'ten Hicaz'a götürdü ve bugünkü Mekke şehrinin bulunduğu yere bırakıp geri döndü. Mekke'nin üst tarafında bulunan Seniyye mevkiine gelince, ellerini açarak onlar için dua ettiği İbrahim sûresi 37 ve 38. ayetlerinde bildirilmektedir. Bu ıssız ve çorak vadide bir miktar hurma, bir dağarcık su ve oğlu iki yaşındaki İsmail ile yalnız kalan hazret-i Hacer, bu işin Allah'ın emri ile olduğunu anlayıp tevekkülle sabretti; 'Allahü teala bize kafidir. O bizi korur, himaye eder. Bizi başıboş bırakmaz' dedi. Semre ağacının dallarından yaptığı küçük barınakta kalıyorlardı. Yiyecekleri ve suları bitince hazret-i İsmail susuzluktan ağlamaya başladı.

Hazret-i Hacer su bulmak ümidi ile Safa Tepesine çıktı. Uçsuz bucaksız çölden ve ağaçsız çıplak tepelerden başka bir şey göremedi. Safa'dan inip koşarak Merve Tepesine çıktı.Safa ve Merve tepeleri arasında su bulmak ümidi ile yedi defa koşarak gidip geldi. Bu sırada İsmail'in (aleyhisselam) ayağını vurduğu veya Cebrail aleyhisselamın vurduğu yerden su fışkırıp akmaya başladı. Hazret-i Hacer heyecanlandı ve akan su ziyan olmasın diye 'Dur! Dur!' manasına gelen 'Zem! Zem!' diyerek suyun etrafını çevirdi. Sudan oğlu İsmail'e (aleyhisselam) içirdi ve kendisi de içti. Peygamberimiz bir hadîs-i şerîflerinde, 'Allah İsmail'in annesi Hacer'e rahmet etsin. O, zemzemi kendi haline bıraksaydı da avuçlamasaydı, muhakkak zemzem akan bir ırmak olurdu.' buyurmuştur.

Mekke'nin yakınında konaklayan Cürhüm kabîlesi zemzem suyunu görünce hazret-i Hacer'den izin alarak oraya yerleştiler ve böylece Mekke şehri kuruldu. Bir müddet sonra hazret-i İbrahim hanımını ve oğlunu ziyarete geldiğinde onları bolluk ve bereket içinde buldu. Hazret-i İsmail konuşmaya başlayınca hazret-i İbrahim üç gün üst üste gördüğü rüya üzerine onu kurban etmeye karar verdi. Zilhicce ayının 9 ve 10. günü de aynı rüyayı görünce sahih olduğunu anladı. Bir bahaneyle annesinden izin alarak kurban etmek için götürdü. Şeytan, insan sûretinde annesi Hacer'e hazret-i İsmail'e ve hazret-i İbrahim'e göründü ve onlara vesvese vermeye çalıştı ise de dinlemediler.

Hazret-i İsmail, şeytanın arkasından yedi tane taş attı. Hazret-i İbrahim, bugün Mina denilen yere gelince, oğluna rüyasını ve Allah'ın emrinin kendisini kurban etmek olduğunu açıkladı. Hazret-i İsmail'i tevekkülle hazırladı. Yere yatırıp bıçağı boynuna çaldı ise de bıçak, Allah'ın emri ile kesmedi. Taşa vurdu, taşı kesti. Nihayet Cebrail aleyhisselam Cennetten bir koç getirdi. Cebrail aleyhisselam makamından 'Allahü ekber, Allahü ekber' diyerek geldi. Hazret-i İbrahim bu tekbiri işitince; 'La ilahe illallahü vallahü ekber' dedi. Hazret-i İsmail de; 'Allahü ekber ve lillahil hamd,' diyerek tekbiri tamamladı. Hazret-i İbrahim koçu kurban etti. Onların bu hali Kur'an-ı kerîmde anlatılmakta ve mealen; 'Muhakkak ki bu açık bir imtihandı.' buyrulmaktadır. Hazret-i İbrahim kurban hadisesinden sonra Sare'nin yanına döndü.

Hazret-i İsmail büyüyünce Cürhüm Kabîlesinden bir kızla evlendi. Annesi hazret-i Hacer de vefat etti ve Kabe temelinin bitişiğine defnedildi. Hazret-i İbrahim yine arasıra gelip gidiyordu. Allahü teala Kabe'nin yapılmasını emredince baba oğul Kabe'nin eski temelini bulup yeniden inşa ettiler ve şöyle dua ettiler: 'Ey Rabbimiz bizden bu hayırlı işi kabul et. Hakîkaten sen duamızı işitici, niyetimizi bilicisin.'

Hazret-i İsmail, babası hazret-i İbrahim'in vefatından sonra, Yemen'den gelip Mekke'ye yerleşmiş olan Cürhüm Kabîlesine peygamber olarak gönderildi. Kendisine başka kitap ve din verilmeyip, babası İbrahim aleyhisselamın dînini insanlara tebliğ etti. İnsanları elli yıl îmana davet etti, ancak pek az kimse îmanla şereflendi. Filistin'e giderek hazret-i İbrahim'in kabrini ziyaret etti. Sonra Şam'a gidip kardeşiİshak aleyhisselam ile görüştü. Hazret-i İsmail'in 12 oğlu ve pekçok torunu oldu. Onun dîni İslamiyet gönderilinceye kadar doğru olarak devam etti. Muhammed aleyhisselamın bütün dedeleri hazret-i İsmail'in soyundan ve onun dînindendi. Vefatına yakın kardeşi İshak'ı aleyhisselam yanına davet edip, kızını oğlu Iys'a nikahladı ve bazı vasiyetlerde bulundu. Mekke'de 133 veya 137 yaşlarındayken vefat etti. Mescid-i Haramda Kabe-i muazzamanın kuzey duvarı önünde bulunan ve annesi Hacer'in de kabrinin bulunduğu Hatim denilen yere defnedildi.

İsmail aleyhisselamın mucizeleri:
1. Dikenli bir arazide yaşayan müşriklerin teklifi üzerine dua edip, dikenli ağaçlarda çeşitli meyveler bitmiştir.

2. Cürhümîleri îmana davet ettiği zaman, onlar kısır koyundan süt çıkarmasını istediler. O da elini koyunun sırtına koyarak; 'Beni peygamber olarak gönderen Allahü tealanın ismi ile...' dediği anda koyunun memelerinden süt akmaya başladı.

3. İsmail aleyhisselamın duası bereketiyle koyunların yünleri ipek oldu ve sayıları çoğaldı.

4. Kendisine misafir gelen iki yüz Yemenliye ikram edecek bir şey bulamayınca mahcub oldu. O anda dua etti ve yanındaki kumlar un oldu. Bunu gören misafirlerin hepsi îmana geldiler.

Kur'an-ı kerîm'in, Bakara, Âl-i İmran, Nisa, En'am, İbrahim, Meryem, Enbiya ve Sa'd sûrelerinde İsmail aleyhisselamla ilgili haberler verilmiştir.