BİDEF, TBMM’de Irgat’ı ziyaret etti

Kategori: Güncel - Tarih: 14 Ekim 2016 21:48
BİDEF, TBMM’de Irgat’ı ziyaret etti

HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, TBMM’de İstanbul’dan gelen Bitlis Dernekler Federasyonu Başkanı Yaşar İzsiz ve Federasyon Üyeleri ile görüşme yaptı.

Görüşmede, içinde bulunduğumuz OHAL durumu, siyasi sistemde olan değişimler,  HDP’nin siyaseti ve üzerindeki baskılar, aday seçimi, STK’lar,  dokunulmazlığı kaldırılan Milletvekillerinin izleyeceği yol, belediyelerin durumu ve halkla dayanışma gibikonular görüşüldü. 
 
HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat’ın görüşme esnasında yaptığı konuşma şu şekilde:

Tüm parti binalarımız hukuksuz bir şekilde basılıp, aramalar yapılıyor. İl Eş Başkanları, Belediye Eş Başkanları,  yönetici ve üyelerimiz keyfi bir şekilde gözaltına alınıyor. Günlerce süren gözaltılar sonrası tutuklamalar yapılıyor. Gözaltına alınmalar, tutuklanmalar hukuksuz bir şekilde yapılmaktadır. Cezaevlerinde de insani koşullar askıya alınmış durumda. Parti organları işlevsiz kılınıyor, siyaset kanalları tıkanmış durumda.

Hep birlikte 7 Haziranda bu ülkede neler olabileceğini gördük. 80 milletvekili ile meclise girmemiz yani herkesi kucaklayan bir kesimin meclise girmesi Türkiye siyasi tarihi açısından, Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorunu açısından ve şu anda çözülmeyi bekleyen binlerce sorunumuz açısından çok önemli bir aşamaydı. AKP’nin ve sarayın yönetimi ve yönlendirmesiyle ve merkezin almış olduğu karar neticesinde zoraki girilen 1 Kasım seçimi ve sorunların çözümlenmeden şu ana taşınması, siyasi anlamda ciddi bir tıkanıklığa neden olmuştur. Bir taraftan ölümler var, gözaltılar var, tutuklamalar var. Biz bunları 80 döneminde bıraktık zannediyorduk. Şu an aynı sorunlarla daha derin şekilde baş başayız. Ama umudumuz var. Biz HDP olarak kesinlikle umutsuz değiliz. Biz, bir kişi bile kalsak bu mücadeleyi devam edeceğiz. Arkamızda tarihimiz, geleneklerimiz ve halkımızın talepleri var. Halkımızın bize vermiş olduğu bir oy var. Sizler Bitlis ili ve ilçeleriyle tüm birleşenleriyle bu işin aslında bir parçasısınız. Bu çok önemli bir şey. Çünkü yaşadığımız siyasi kriz sadece siyasetle uğraşanları ilgilendirmiyor. Bu ülkede düşünen, tartışan herkesi etkileyen bir süreç. Hep birlikte doğru bir yerde de durmak durumundayız.  Bu konuda da biz HDP olarak zaten ilkelerimiz, tavrımız belli. Duruşumuz net.

İktidarın bu kadar pervasızlaşmasının nedenlerinden biri de Ana Muhalefet Partisi’nin Suriye’ye operasyondan tutun da Milletvekillerinin Dokunulmazlığının kaldırılması gibi konularda AKP’ye altın tepside sunduğu ortamdır. Güçlü bir muhalefet olmaması bu durumları yaratmıştır. Bu noktada HDP Milletvekilleri üzerinde yaratılan baskıları biliyorsunuz. Bizim kendimizi anlatacağımız bütün kanallarımız tıkandı. Çocuk kanalı kapatıldı. Sonuçta Zarok TV’yi kapatan bir anlayışla karşı karşıyayız. Hayat TV’den tutun İMC’ye kadar bizim bütün faaliyetlerimizi halka yaydığımız iletişim araçları şu anda kapalı. Belediyelere bir gecede kayyum atandı. Görevini yapamaz hale gelen bir şirket vardır. Şirket faaliyetleri devam etsin diye kayyum atanır. Yasalarda böyledir. Mademki başkanı görevden alacaksınız orada seçim yapılması gerekir.  Onun yerine Meclis Başkanı göreve gelir. Böyle bir şey yapılmaksızın direkt kayyum atanması orada o halkın emeğiyle, çabasıyla, onuruyla oynanmasıdır. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz sonuçta bir irade var.

Örneğin şu an Ovakışla Belediye Eş Başkanlarımız ve yöneticilerimiz, İl Genel Meclis üyelerimiz, en büyük bileşen parti DBP Eş Başkan ve yöneticileri gözaltında. Bu halk iradesine saygı duymamaktır, yok saymaktır. Burada Bitlis’ten bahsediyorum ama diğer iller de aynı.  Halkın çalışmasıyla,  bizim çalışmalarımız örtüştüren, aktiviteye sahip olan herkes ya gözaltına alındı ya tutuklandı ya da adli kontrolle her gün karakola gidip imza vermek zorundalar. Bizim HDP olarak görünürlük sorunumuz var. Görünür olamıyoruz. Kitlelere nasıl ulaşacağız? Sürekli mücadele ve faaliyet içindeyiz ama bunları halka nasıl yayacağız? Öğretmenler alınmış görevden. Sendikal faaliyetler durdurulmuş. Medya iletişim araçları durdurulmuş.  Şu an tek hedefleri var;  HDP’nin görünür olmaması. Bu hafta vekiller hakkında da zorla getirme kararı var. HDP’nin varlık gerekçesi tartışmalı hale getiriliyor. Çok politik bir süreç. Halkımızın acıları çok büyük. Ben o acılardan gelen birisiyim.  O acıları yaşayan ve o acılara şahit olan birisiyim. Bu süreçte ne yapıla bilir? Sivil Toplum Kuruluşları partinin çalışma alanına katkı sunacak, destek sunacak bir pozisyonda bulunabilirler.  Devletin Aşiret Liderleriyle yaptığı görüşme de bu ortamın manipüle edildiğini gösteriyor.  Ama biz de biliyoruz ki bu tür süreçlerden de çıkılır.

Müzakere yapılan süreçte tek bir insan ölmedi. Gayet olumlu bir havanın oluştuğu, umutların büyüdüğü,  siyasal politik ve ekonomik sorunlarımızın çözümüne ilişkin umutların yükseldiği bir dönem yaşadık. Bunu baltalayan gerçekten HDP değil, HDP’nin arkasında, HDP’nin olumladığı güçler değil,  Kürt Halkı değil. Bunu baltalayan bitiren AKP ve saray hükümetidir.  Bunu daha baraj altında kalma ihtimalini düşünerek 5 Haziranda başlattılar.  Bu planları da 7 Haziran akşamı devreye girmiştir. Ama bunu durduracak bir güç var. Böyle devam edecek diye bir şey yok. Neticede iktidara getiren halktır.

Bu topraklarda askeri darbeleri de gördük. Bürokrasi AKP ortaklığını da gördük.  Hiç biri halkın iktidarı, halkın kazanımı için yapılan darbeler değildir. Darbeye karşı muhalefet ederken kendinize karşı muhalif olan kanalları kapatıyorsunuz. Muhalefet olanları işten çıkartıyorsunuz. Mağdurum diyerek kitleleri kandırıyorsunuz. Oysaki daha çok demokrasi olması gerekirdi.  Yenikapı’da ne yaptılar. Orada bir Kürt karşıtlığını büyüttüler. Şu anda en uzlaştıkları anlaştıkları alan,  en tartışmadıkları alan Kürt halkı üzerindeki politikalardır.

Hakkımızda açılan davaların hepsi konuşmalarımız üzerine hazırlanmış. Ya basın açıklaması ya miting ya konuşma yapmışız. Dışarıda da vekil olarak konuşuyoruz. Örgütle mücadele adı altında büyük yanlış yapıyorlar. Bizi halk seçti siyaseten halkımız yargılar.

Halkımızı yalnız bırakmayacağız. İstanbul’da Anadolu ve Avrupa yakasında halkımızla birlikte olacağımız;  bu süreci, kayyumları, parti çalışmalarımızı anlatacağımız, toplantılar düzenlenirse seve seve gelirim.

Bitlis’te güvenlik tedbirleri adı altında HDP Belediyelerinin bulunduğu yerlerde olağan üstü tedbirler almışlardır. Orman yangınları bile söndürülmemektedir. Hizana örneği gibi Keyfi uygulamalar vardır. Halkı Belediyeye karşı kışkırtma ve pervasızlık vardır.  Halk ile belediye arasında uçurum açmaya çalışıyorlar.  Bu durumda halk ile daha fazla iç içe olmamız gerekiyor. Yapabileceğimiz ne varsa yapmalıyız. Her gece bir evde çay bile içseniz bu bile kazanımdır. Bilerek yapılan, bilerek uzatılan bir süreçteyiz.  Zamanında Hizan’ın asla HDP’li olmayacağı düşünülürdü ama ne oldu Mutki gene öyle Bitlis gene öyle. Bu halk aslına dönmeye razı. Politikalar çok sert esiyor. Askeriyle, operasyonluyla. Yaylalara çıkış yasaklandı. OHAL olduğu için İdare Mahkemesine de gidilemiyor. Yargı yolu kapalı. Bu durumlar karşısında bizim bir arada olmamız çok önemli. Partiyi tartışmalı kılmaktan çıkartmamız gerekiyor. Tartışmamız gereken hukuksuzluklar, neden bu durumdayız? Neden bir çocuk kanalı kapatılır? Bunun cevabını bulmak gerekir. Bir gerekçesi yoktur. Bir Dil düşmanlığı vardı orada.

Umudumuz Türkiye’de ve bölgemizde demokrasi sorununun artık bitmesidir. Barış ve evrensel insan hak ve özgürlüklerinin yaşama geçmesidir. Tüm halklarımızın özlemi budur.

BİDEF Yönetimi, HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat'ın dışında, HDP Bitlis Milletvekili M. Celaled Gaydalı yanı sıra CHP'li Sezgin Tanrıkul ve Tekin Bingöl'ü de makamlarında ziyaret ettiler.

 
Kaynak : Bitlis Bülteni13

https://www.bitlishaber13.net/haberprint/bidef--tbmm-de-irgat-i-ziyaret-etti-9138.html