Sevgi, ilgi, merhamet, empati, vefa, dostluk ve anlayış duyuları her insanda varlığı mutlaktır.
Kuşkusuz ki; inat, kibir ve gurur etmenleri önce kişiye üstünlük bahşettiği üzere, sonrasında ise sonunu hazırlar. İnat ısrarı kişiyi gururlu kılar ve sonrasında ise bu gururla inadı kibre dönüştürür. Bu bitirim üçlü birbirlerine sadık yaverdir ve bağımsız kalmalarına ilişkin dağılabilir gibi, bir olduklarına karşın ise insanlık etkenleri zayıf seyreder. Felsefi bilimler ve fıkıh-i bilimlerde de intikali alınmış bu üç etmen gösterişten zevk aldıkları kadar da hava atmaktan pek memnun kalırlar. Yani, insanı ve insan-i değerleri es geçme, çiğneme ve hakarete maruz bırakma hususunda ayrı ayrı birer liderler. Gösteriş ve hava atmak üzere bir nesneye, bir makama, bir maddiyata muhtaç olabilecek kadar aşağılık insan onuru olamadığı gibi, bu yolu izleyen şahıslar birer aptal, birer ahmak, birer zavallı durumuna düşmekten kendilerini asla alıkoyamazlar. Çünkü; insan onuru bu denli aklın ve duygunun acizliğini kesinlikle insana yakışık kabul edebilemez.