DEM Bitlis Belediye
Losev

Ahmet Türk

A
a

2 Temmuz 1942 tarihinde Mardin'de doğdu. Sino ve Medine evladı. Kanco aşiretine mensup.

       Lise mezunu. Siyasi hayatı, milletvekili ağabeyi Abdürrahim Türk’ün öldürülmesi ile başladı. İlk defa milletvekilliği'ne XV. TBMM Döneminde (1974) CHP’den Mardin milletvekilli olarak seçildi. Bilahare SHP’den Mardin milletvekili seçildi. Bir ara TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı oldu. 1989 yılında Paris’teki Kürt Konferansı’na katıldığı gerekçesiyle SHP’den ihraç edildi.
       1990'da HEP'nin kurucu üyesi oldu. DEP milletvekilliği ve genel başkanlığının ardından, HADEP ve DEHAP yönetiminde aktif roller üstlendi.
 
      22 Temmuz 2007 seçimlerinde Mardin Bağımsız Milletvekili olarak meclise girdi. DTP'nin kurulmasından sonra genel başkan seçildi. DTP'ye katıldı. 2007 tarihinde yapılan kongrede, genel başkanlığa seçildi. DTP Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılınca, milletvekilliği düşürüldü.  Demokratik Toplum Kongresi’nin başkanlığını yaptı. Evli ve 8 çocuk babası.
 
HAKKINDA YAZILANLAR
     Güneydoğu’nun ünlü aşireti, Kanco ailesinin lideri Ahmet Türk, Demokratik Toplum Partisi’nin (TDP) eşbaşkanı olarak yeniden siyaset sahnesinde. 
 
     10 yaşında babası Hacı Sinan’ı kaybeden Ahmet Türk’ün aktif politik hayatı, milletvekili ağabeyi Abdürrahim Türk’ün öldürülmesi ile başladı. 1974 yılında CHP’ye katıldı, daha sonra milletvekili seçildi. Devam eden yıllarda çeşitli sol partilerde görev aldı. 1989 yılında Paris’teki Kürt konferansına katıldığı gerekçesiyle milletvekili bulunduğu SHP’den ihraç edildi. O günlerde Halkın Emeği Partisi’ni kurarak başladığı etnik siyaset çizgisi, bugün DTP’yle yeni bir boyut kazandı. 
 
      HEP kuruculuğu ile DEP milletvekilliği ve genel başkanlığının ardından, HADEP ve DEHAP yönetiminde de aktif roller üstlenen Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’la da zaman zaman görüşmeler yaptı. Bu konudaki bir anısını şöyle anlatıyor: “Biz rahmetli Özal’ın mesajını götürmek üzere Öcalan’la görüştük. Özal, bize ‘Akan kanın durması için çaba içinde olmanız gerekir.’ deyince, kendisine ateşkesin sürmesi için Bekaa’ya gitmeyi düşündüğümüzü söyledik. ‘Elbette’ dedi.” 
 
       Etnik partilerin başarı sağlayamaması üzerine DEHAP’la yollarını ayıran Türk, son birkaç yılını dedesi Hüseyin Kanco tarafından 1905 yılında restore edilen Mardin’in Derik ilçesindeki ünlü Kasr-ı Kanco’da geçiriyordu. Bu ihtişamlı yapıya kale veya şato da demek mümkün. Hüseyin Kanco, Hamidiye alayına bağlı bir Kürt komutan olarak biliniyor. Bölge Suriye sınırına 40 kilometre uzaklıkta olduğu için Kanco aşireti o dönemde Arap akınlarıyla gelen talana karşı mücadele etmiş. Saldırılardan korunmak amacıyla kale ev tarzında inşa edilmiş olan Kasr-ı Kanco, hâlâ ihtişamlı görüntüsünü koruyor. 
 
       63 yaşındaki Ahmet Türk, doğduğu ve büyüdüğü Kasr-ı Kanco’yu “Nefes aldığım yer.” olarak tanımlıyor. Burada kendini çocuklarına ve torunlarına adayan Ahmet Türk, boş vakitlerinde 30 bin dönümlük pamuk ve mısır tarlalarını geziyor, kitap okuyor. En büyük zevki ise satranç oynamak. Türk, eski DEP’li arkadaşlarının ısrarları sonucu yeniden Ankara’ya döndü ve siyasette 3. kez şansını denemeye karar verdi. Oysa birkaç ay öncesine kadar Zana ve arkadaşlarının kuracağı partiden umutsuzdu. Milliyet’ten Hasan Cemal’e verdiği röportajda, etnik partilerden şöyle bahsemişti: “Bugüne kadar kurduğumuz bütün partilerde, inandırıcılık eksiği vardı. Parti içi hukuk, parti içi demokrasi açısından olumlu bir şey söylemek güçtü. Bu yüzden Türk aydınlarına da güven veremedik. Çünkü ipler perde arkasında başkalarının elinde diye düşünülürdü. Bu nedenle muhataplarımız tarafından pek ciddiye alınmazdık. Şimdi yeni bir anlayış geliştirmek zorundayız. Vesayetle, vekâletle siyaset üretemeyiz artık.”
 

Bunlar da İlginizi Çekebilir
arşiv HABER ARŞİVİ
BİTLİS HABER13 YORUM KURALLARI
Haber İhbarı
Bitlis Nöbetçi Eczaneleri
Bu haber ilginizi çekebilir! Kapat


Sitedeki tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Siteadi harici linklerin sorumluluğunu almaz.